"Bir göz diğer gözünü tenkit ederse" ne olur
Bir kardeşimiz, "İhlâs Risalesi'ni müzakere ederken, 'Nasıl insanın bir eli diğer eline rekabet etmez, bir gözü bir gözünü tenkit etmez, dili kulağına itiraz etmez, kalb ruhun ayıbını görmez.'1 ne demektir" diye sordu. Şöyle bir cümle ile başlayabiliriz:
Tek kollu işçiler, ustalar, mucidler, kâşifler, sanat, bilim ve teknoloji üreten kahramanlar var, ama, iki elle çalışan kahramanlar daha çoktur! Bir el, bir işe uzanırken, diğer el onu engellemez, bilâkis yardım eder. Tek elle yapılan iş nerede, iki elle yapılan nerede!
İşte, her insan, cemaat fertlerinin her birisi bir eldir. Yekdiğerine yardımcı oldukları zaman işler de, üretim de katlanarak büyür. Tek başına çalışan bir iğne ustası günde üç iğne üretir! On usta bir araya gelse, "üç iğneye bedel her birisine üç yüz iğne" üretir...
"Bir gözü bir gözünü tenkit etmez": Tek gözlü olsaydık, derinlik algımız, idrakimiz olmazdı. Tek göz uzaklığı tam olarak belirlememizi engeller, hayatımız zorlaşırdı. İki göz beyindeki görüntülerin "üç boyutlu" olmasında çok önemlidir. Dolayısıyla "Bir gözü bir gözünü tenkit ile engel" olmamalı, yardımcı olmalı ki, işler yürüsün!
"Kalb ruhun ayıbını görmez": Vücudumuz bütün organların tam dayanışması ile çalışır. Hayatın devamı tüm organların ahenk ve uyum içinde çalışmasına bağlı. Mesela kalp çalışmasa, beyin çalışmaz, sair organlara kan ve gıda gitmez. Akciğerler vazifesini yapmazsa, böbrekler iş yapamaz. Birisi diğerine engel olsa, ya da rakibâne hareket etse, vücut dağılır ve ölür!
Peygamberimiz (asm), "Bir din kardeşimin parmağına batan diken, benim parmağıma batmıştır; birinin ayağına çarpan taş, benim ayağımı acıtmıştır. Bir kalpte hüzün varsa, o kalp benim kalbimdir."3 Müslümanlar bir vücuttur. "Kalb ruhun ayıbını görmez", yani nasıl ki, kendi hatalarımızı tek tek sıralamayız, bilakis örteriz.