Bediüzzaman ve bazı talebeleri neden seferî namazları kısaltmamış

Tire'den Ünal Zilan, "Seferilik mevzuundaki yazınızdan tam cevap alamadım. Bediüzzaman ve bazı talebeleri seferî namazları neden kısaltmamış; dört rekât kılmış" diye sordu.

Çünkü,-kendi ifadesiyle-Şâfi'î'dir, onun için dört kılmış: "Evvelâ ben Şâfiîyim. Şâfi'î mezhebinde, Cuma'nın bir şartı, kırk adam imam arkasında Fâtiha okumaktır. Daha başka şartlar da var."1

Bediüzzaman'ın İçtihad Risalesi'nde seferilikte dört rekatlı namazların kısaltılmasındaki içtihadı hiçbir yoruma meydan vermeyecek şekilde gayet açık ve nettir: "Bir hükmün hikmeti ayrıdır, illeti (sebebi) ayrıdır. Hikmet ve maslahat ise, tercihe sebeptir, îcâba, îcâda medar (uymaya, yapmaya sebep) değildir. İllet ise vücûda medardır. Meselâ, seferde namaz kasredilir. İki rekât kılınır. Şu ruhsat-ı şer'iyyenin illeti seferdir. Hikmeti ise meşakkkattir. Sefer bulunsa, meşakkat hiç olmazsa da namaz kasredilir. Çünkü, illet var. Fakat sefer bulunmasa, yüz meşakkat bulunsa, namazın kasr edilmesine illet olamaz..."2 Hikmet; fayda, menfaat manasına gelir. İllet ise, o şeyi farz kılan emir ya da yasaktır. Bir amel hikmet, maslahat var diye değil, illetsebep varsa yapılır.

"Meselâ, sefer eden, namazını kasreder. Bu namazın kasrına bir illet (sebep) ve bir hikmet var. İllet, seferdir; hikmet, meşakkattir. Sefer bulunsa, meşakkat olmasa da namaz kasredilir (kısaltılır). Sefer olmasa, hânesinde yüz meşakkat görse, yine namaz kasredilmez. Çünkü meşakkat filcümle bazan seferde bulunması, kasr-ı namaza hikmet olmasına kâfidir ve seferi illet yapmasına da yine kâfidir. İşte, bu kaide-i şer'iyeye binâen, ahkâm-ı şer'iye hikmetlere göre tegayyür etmiyor (değişmiyor), hakikî illetlere (sebeplere) bakar."3 Evet, evinde iken ayakta duramayacak kadar çok fena hasta olan dört rekatlı namazları iki kılamaz. Oturarak ve dört kılacaktır; oturarak kılamazsa yatarak, yaslanarak dört kılacaktır!

Şâfi'îlerde seferliğin hükmü şöyledir: Kişi serbesttir, dilerse dört rekât kılar, dilerse kısaltır. Tam kılmak daha fazîletlidir. Seferiliğin müddeti dört gün, mesafe de 50 kilometredir. Bediüzzaman ve talebelerinden bazıları Şâfi'î olduğu için seferde dört rekât kılmıştır. Dolayısıyla Bediüzzaman'ın uygulaması değil, içtihad ve beyanı esas alınmalı.