Avusturya seferinden ahiret seferine bir kahraman serdengeçti!
Mikâil Ağabeyle yüz yüze bir Avusturya seferinde mülâki olduk! Nâzik, nâzenin, âkil, güngörmüş, uyumlu, halim, selim, ama bir o kadar bilgili ve ferasetli bir ağabeyimizdi. Her cephesinde "Dâvâm!" diye nidâ ederdi Üstadı gibi.
Misafirperliği harikaydı. Çok yere gittik kendisiyle. Almanya'daki okuma programına beraber katılmıştık. Viyana kuşatmasının yapıldığı yere gitmiştik bir kış günü. Grünberg hatıralarımız uzun sürer... Avusturya Mektubu köşesinin yazarı şâir ağabeyimizle Doğu insanının sıcak kanlı, samimi, ivazsız dostluğunu, müzaheretini her zaman gördük.
Üstadı gibi Kemalizm'e, istibdata, tek adam rejimine müthiş karşıydı. Ve bir araya geldiğimizde yazı mevzuu da yaptığımız şu hususları müzakere ederdik:
Bediüzzaman esaretinde, mücadele edeceği deccalizmsüfyanizmin kolları sosyalizm, komünizmi de bizzat gözlemler. Hıristiyan âleminin de pisiko-sosyal ve coğrafî yapısını da gözlemler... Petersburg, (Leningrad), Berlin'den Varşova'ya, oradan Viyana yoluyla Sofya'ya, oradan da trenle İstanbul'a gelir. Firar hâdisesini şöyle tasvir eder:
"... Gayet hilâf-ı me'mul umulmayacak, beklenmeyecek, olağanüstü bir surette, yayan gidilse bir senelik mesafede, tek başıma, Rusça bilmediğim hâlde firar ettim. Zaaf ve aczime binâen gelen inâyet-i İlâhiye ile hârika bir surette kurtuldum. Tâ Varşova ve Avusturya'ya uğrayarak İstanbul'a kadar geldim ki, bu surette kolaylıkla kurtulmak pek hârika olmuştu." (Lem'âlar, s. 235.)
Mikâil Ağabeyin Avusturya'daki öğretmenliği ve ders anlatımı da pek harikadır. Şimdi Almanya'da öğretmen olan kızım Merve Nur ile ona "Kemalizmi anlatmadan eğitim hayatını nasıl sürdürdün" suâlimize mükemmel taktikler, detaylı bilgiler verdi, yaşadığı tecrübeleri anlattı.