Mazlumların ses bayrağı

Beklenen Vakit isimli bir gazete çıkıyor, mutlaka yazmalısın, demişti Pedagog Ali Çankırılı. Yıl 1993. Almanya'da öğretmenlik yapıyordum. Türkiye'de din düşmanları, laiklik kılıcını çekmiş, Müslümanlara dünyayı dar ediyorlardı. Beklenen Vakit, Cuma dergisinin tecrübesine sahipti, Rahmetli Mustafa Karahasanoğlu Ağabey, Milli Gazete'de yöneticilik yapmıştı. Kimseye bağlı olmadan, kimsenin önünde eğilip bükülmeden Müslümanların haklarını savunma, mazlumların ses bayrağı olma mücadelesine girişti. Cesur bir insandı, güçlü bir imana sahipti. Medyada Müslümanların gören gözü, duyan kulağı, savunan avukatı, hak ve hakikati haykıran sesi olmak için çalıştı ve bunu hakkıyla yaptı. 28 Şubat sürecinde gazetenin polisler tarafından kuşatılıp arandığı; Rahmetli Hasan Karakaya, Hasan Hüseyin Maden ile Rahmetli Mustafa Karahasanoğlu'nu alıp götürdükleri gün gazeteye uğramıştım. Maksadım, 28 Şubat zorbalarının hedef tahtasına koyduğu gazetemin yanında olmaktı. Rahmetli Karakaya'nın çalışma odasının camına kurşun sıkılmıştı, kurşun deliği görünüyordu; odası çekmecelere kadar aranmıştı. Karakaya