Fatih'in ufku ve fetih şuuru
Fatih'in ufku ve fetih şuuru
ALİ ERKAN KAVAKLI
Ufku geniş, büyük düşünen bir sultan Fatih. 28 defa kuşatılmış, alınamamış İstanbul'u fethetmek ister.
İyi bir eğitim almış, bilgili. Peygamberimizin (sav) İstanbul'un fethedileceğini müjdelediğini, onun müjdelediği her şeyin aynen gerçekleştirdiğini biliyor.
"İstanbul mutlaka fethedilecek, onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, askeri ne güzel askerdir!"
Fatih'in hedefi büyük, Peygamberimizin (sav) övdüğü komutan olmak istiyor.
Padişah olur olmaz, İstanbul'un fethi için hazırlıklara girişir.
Önce 150.000 kişilik bir ordu hazırlar, o zaman hiçbir devletin böyle bir ordusu yok.
"Şahî" denilen büyük toplar döktürdü. Dünyanın hiçbir devleti bu büyüklükte topa sahip değil. 150 kg ağırlıkta mermer ve granit taşlar atan toplarla İstanbul'u kuşatan surları yıkacak.
6 Nisanda Topkapı surları önüne gelerek şehri karadan ve denizden kuşatır.
53 gün sürecek müthiş bir savaş başlar. Fatih hem savaşı idare eder hem de bütün gece surları nasıl yıkacağını tasarlar ve sabaha kadar dua eder.
Kuşatma uzadıkça uzar.
Büyük toplar, akşama kadar surları yıkar; Rum mimarlar sabaha kadar yıkılan surları örer.
Mimarların vurulması lazım fakat surun arkasını vurabilecek bir silah yok.
Fatih sabahlara kadar çalışır, surun arkasındaki mimarları vurmak için havan topu icat eder. Topçu Muslihittin Karaca'ya havan topu döktürür ve mimarları vurmaya başlar.
Venedikliler gemilerle İstanbul'un yardımına koşar, 22 Nisanda İstanbul'a gelirler.
Osmanlı donanması, düşman gemilerini Zeytinburnu açıklarında karşılar.
Düşman gemilerinin güvertesi yüksek, gemilerimiz onlara yaklaşıp çıkarma yapar, düşmanın attığı ok ve taşlarla püskürtülürler.
Venedik donanması, bizim donanmayı aşıp Haliç'e girer. Haliç'in ağzı kalın zincirlerle kapatılır.
Psikolojik üstünlük Bizans'a geçer.
Fatih, kimsenin aklına, hayaline gelmeyen bir şey yapar. Bir gecede 72 gemiyi Tophane sırtlarından Haliç'e indirir.
Sabahleyin Osmanlı donanmasını Haliç'te gören düşman şoke olur.
Fatih, ağaç kuleler yaptırır, askerin surlara tırmanmasını sağlar.
Ağaç kuleler Rum ateşi ile yakılınca surun altından tüneller kazdırır, şehre girmelerini ister.
Düşman, tünel kazıldığını fark eder, karşı tünel kazar ve tünelleri patlatır.
Osmanlı ordusu defalarca karadan ve denizden umumî hücumlar yapar.
26 Mayısta Macar elçisi gelir, İstanbul'un yardımına geleceklerini söyler ve Osmanlı ordusunu tehdit eder.
Elçiyi dinleyen Sadrazam Çandarlı Halil Paşa, elçinin tehditlerini sultana anlatır. Şu teklifi yapar:
"Sultanım, iki düşman arasında kalacağız. Kuşatmayı kaldıralım, dedeniz Yıldırım Bayezit ve babanız 2. Murat gibi haçlı ordusuyla meydan savaşı yapalım. Kazanırsak gelir İstanbul'u rahat rahat alırız."
Babası yaşındaki sadrazama, 21 yaşındaki sultan şöyle der:
"Ya İstanbul beni alır ya ben İstanbul'u! Dönmem yoktur!"
Azimli ve kararlıdır, kuşatmayı sürdürür.