Okullar açıldı, öğretmen seminerleri başladı. Seminerler başkasının aklından ve tecrübesinden faydalanma etkinliğidir.
Akıllı insan, başkalarının aklından ve tecrübesinden faydalanır.
Okuyarak, dinleyerek tecrübe sahibi olmak en kolay öğrenme yoludur. Meslektaşlarıma tecrübeli öğretmenlere kulak vermelerini tavsiye ederim.
Meslektaşlarımla zaman zaman, meslekî tecrübelerimi ve hatıralarımı paylaşıyor; sohbet ederken çoğunlukla sınıf hikâyeleri ve başarı prensipleri anlatıyorum. Epeyce teşekkür alıyorum.
Eğitimin kalite kazanması için öğretmenlerimizin donanımlı olması şart. Eğitim milletimizin geleceğidir.
Bir Finli "İlkokulları bana verin, size yeni bir nesil teslim edeyim" der.
Ülkenin kalkınma seviyesi, eğitimin kalitesini gösterir. Ülkemizin kalkınmasını ve gelişmiş ülkelerle yarışmasını istiyorsak eğitime ve eğitimciye önem vermeliyiz.
Öğretmenlerimiz çalışkan, bilgili ve becerikli ve idealist olmalı. Mesleğini, öğrencilerini, insanımızı sevmeliler. Öğrencilerin aklını bilgi, yüreğini sevgi ile donatmaktan zevk almalılar.
Nasıl bir baba, evladının kendisinden daha bilgili ve başarılı bir insan olmasını isterse öğretmen de öğrencilerinin kendisini geçmesinden memnuniyet duymalı, onların başarısı ile övünebilmeli ve bunun için çalışmalı.
Her insan işinde başarılı olmak, eser ortaya koymak ister, bunun için işini iyi yapmak şart.
Öğretmen, yetenek keşfetmeli, geliştirmeli, ufuk açmalı, öğrencilerine doğru bir yol haritası çizmelidir. Onlara yaptıkları işi en iyi yapmaları gerektiğini öğretmelidir.
Almanya'da kaldığım yıllarda tanıştığım eğitimci Prof. Johannes Lahneman'la Almanya ekonomik mucizesi üzerine röportaj yapmış, şöyle bir soru sormuştum:
"Almanya, 1. Dünya Savaşı öncesi süper güçtü, savaşta yenildi, sıfır oldu. 2. Dünya Savaşı öncesi yine süper güçtü, savaşta yenildi, yine sıfırlandı. 1970'li yıllardan itibaren yeniden süper güç oldu. Ülkeniz 1. Dünya Savaşı öncesi imparatorluk, 2. Dünya Savaşı öncesi faşizm, bugün de demokrasi ile yönetiliyor. Farklı sistemlerle de olsa kalkınabiliyorsunuz. Bunun sırrı nedir"
Prof. Laehnemann şunları söyledi:
"Size üç noktayı söyleyebilirim:
Prusya eğitiminin sağlamlığı
Alman çalışkanlığı
Protestan ahlakı"
Ülkeyi ayağa kalkındıran en önemli kaldıraç eğitimli insandır.
Protestanlar, başarı ve zenginliği Allah'ın sevdiği insanlara verdiğine inanır. Allah'ın sevdiği insan olmak için işinizi iyi yapmalı ve başarılı olmalısınız.
İslamiyet zengin olmayı emreder. Hac ve zekât sadece zenginlere farzdır.
İslamiyet, Müslümanların başarılı olmasını ister.
Kur'an, inanıyorsanız üstünsünüz, buyurur; üstün Müslüman olmayı emreder.
Batı kalkınması ilim ve tekniğe dayanır. İslamiyet ilim ve tekniği emreder, çalışmayı ibadet sayar. Müslümanlar İslâm'ın emirlerine uyar, ilim ve teknolojiye önem verir, çalışırlarsa geçmişte olduğu gibi büyük medeniyetler kurabilirler.
Almanya'da kaldığım 6 yıl boyunca Almanların neden kalkındığını araştırdım.