Türkiye sivilleşme meselesini neden halledemedi
Yeni dönem asker siyaset ilişkileri hakkında üçüncü yazı bu. Konu, Erdoğan'ın teğmenlere yönelik çıkışı, CHP'nin teğmenleri savunma pozisyonuna geçişiyle sıcaklığını koruyor.
Ve bir şekilde hep koruyacak.
Bugün iktidar-ordu ilişkileri yapısal olarak nerede
Kâğıt üstünde legalist ve demokratik beklentiye uygun bir şema var. Ancak uygulamaya ve sahaya baktığımızda, demokratik hukuk prensiplerinin gerektirdiği ordusiyaset yapılanmasının çeşitli nedenlerle olmadığını görüyoruz.
Birinci neden, işin kalbi ve tepesiyle, Milli Savunma Bakanlığı-Genelkurmay Başkanlığı ilişkileriyle ilgili. Millî Savunma Bakanlığı darbe girişimi öncesi onlarca yıl, askere tâbi bir yapıydı. Bugün yasal bağımlılık şeması bunun tam tersi. Ancak uygulamada, eski dengeleri yeni bir formatla eskiyi tekrar eden, bakanlığı askerî yapının parçası haline getiren bir doku var. Emekli son genel kurmay başkanı bakan oluyor ve bu yolla bakanlık adeta genelkurmayın bir üst rütbesine dönüşüyor. Eski yapının genelkurmay başkanı gibi şimdi de milli savunma bakanı orduyla ilgili yetkileri (cumhurbaşkanıyla birlikte) kendisinde toplayan kişi. Velhasıl ordunun gizli, gizil bir özerkliği var.
Bu tabloyla, vesayet döneminin en önemli özelliği olan, askeri tek merkezde yetki toplulaşması manzarası değişmemiş oluyor. Bu da diğer bir neden. Demokratik denetime tâbi ordularda güç ayrı kollardan sivil makamlara bağlıdır. Güç parçalanır, ayrı ayrı denetlenir. Kâğıt üstünde deniz ve hava kuvvetleri, tek makama MSB'ye bağlı. Bunların ayrı kollardan denetlendiği varsayımımız var. Ama mekanizma böyle çalışmıyor. Zira yukarıda yazdığım gibi MSB ordunun parçası, başındaki kişi de Genelkurmay Başkanını ikame eden nitelik taşıyor. Güç yeniden tek elde birikmeye başlıyor.
Üçüncü bir neden, iktidar-ordu bağımlılık ilişkisinin kurumsal değil, kişisel, çok kanallı tek ayaklı olmasından kaynaklanıyor. Bağımlılık cumhurbaşkanı ve bakan arasındaki talimat ve sadakat ilişkisiyle sınırlı. Bu çerçevede silahlı kuvvetler bugünkü yapısıyla kendi içine kapalı bir ordu anlayışını muhafaza ediyor. Görünümü sivil olan, iç dokusu bakımından kendi içine kapalı askeri bir yapı bu.
Dördüncü neden ise içi kapalı bu yapıyla, ordu bünyesiyle ilgili şeffaflık eksikliği. 2016 sonrasında büyük tasfiye ve alımlarla nasıl bir ordu dokusu ortaya çıktığı büyük bir muamma.