Suriye'de yeni kartlar

Devletin Kürt sorununa yaklaşımı her geçen gün biraz daha belirginleşiyor.

Bu yaklaşımda ağırlık "dış Kürtlerde", daha doğrusu Rojava'da. Rojava'ya yönelik tetikte durma hali yeni değil. Devletin 2014-2015'ten bu yana "tehdit, risk, ulusal güvenlik merkezi" kabul ettiği bir hattan, Suriye'nin 900 km'lik Türkiye sınırından, bu bölgedeki Kürtlerden ve oradaki Kürt yönetiminin devlet-iktidar için ifade ettiklerinden bahsediyoruz.

Esat rejiminin sona ermesiyle Suriye'deki bu bakımdan bir dizi yeni gelişmeye tanık oluyoruz.

Tel Rıfat, Mümbiç ile Teşrin barajının Türkiye'nin vekil güçleri tarafından ele geçirilmesiyle Fırat'ın batısının SGDYPG'den arındırılması bunlardan biri.

Sınır hattı boyunca, Afrin, el-Bab, Azez, Cerablus, Cinderes, Rajo, Tel Abyad ve Resulayn gibi şehirler dahil olmak üzere 1000'den fazla yerleşim birimini kapsayan Türkiye denetimindeki 8.835 kilometrekarelik alana, şimdi bu yerler de eklenmiş bulunuyor.

Türkiye Fırat'ın doğusuna da hamle yapıyor.

Suriye Kürtleri, ABD dışişleri ve Amerikan basını Türkiye'nin Fırat hemen doğu ucuna Tell Al AbyadKobani şehrinin karşısına askeri yığınak yaptığını, askeri bir harekata hazırlandığını söylüyorlar. Alan genişletmek ve Fırat'ın doğusuyla ilgili pazarlıklarda koz olarak kullanmak için böyle bir hamle yapılır mı Bu mümkün ve rasyonel mi ABD buna müsaade eder mi Bilinmez. Ama, söylentiler bu istikamette.

Bu söylentiler dahil, tüm veriler Türkiye'nin bir alan kontrolü politikası izlediğini gösteriyor.

Nitekim devletin, Kürt sorununa bakışı, çözüm stratejisi, son açılımı bu "alan kontrolü" mantığıyla ilerliyor.

Devlet adına yapılan açıklamalara kulak verilirse, bu kontrol, Rojava bölgesi kadar, o bölgeye hakim güç veya güçlerle ilişkili. Bunun kısa anlamı ise şu: Ankara, Kürt siyaseti ve Kürt hareketleri içinde, özellikle Rojava'dan PKK'yı dışlamayı, bölge Kürtleriyle onlarsız temas kurmayı hedefliyor. Hakan Fidan'ın mecliste bir soruya verdiği yanıtta, "Türkiye'den, Irak'tan, İran'dan giden bütün PKK'lı kadroların gönderilip oradaki Suriyelilerin kalması gerekiyor" demesi bunun bir işareti. Milli Savunma Bakanı da birkaç gün önce şöyle söylüyordu: "Hedef, PKKYPG terör örgütünün tasfiyesidir. Bunu ABD'li dostlarımıza da açık ve net şekilde ifade ettik. Onların da pozisyonlarını tekrar değerlendirmelerini bekliyoruz"

Bu dışlama, "Suriyeli olmayan silahlı gruplar gitmeli, yeni Suriye de siyasi yer bulmamalı" gerekçesiyle doğrulanıyor.