402 sanıklı, 105 tutuklu, 3700 sayfalık İstanbul Büyükşehir Belediyesi iddianamesi basına sızdı.
İddianame, Ekrem İmamoğlu merkezli kurulmuş. İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığından itibaren sistematik bir düzen kurduğu, iş adamlarından çeşitli biçimlerde para topladığı, rüşvet alıp rüşvet verdiği, bu yolla büyük bir para havuzu oluşturduğu iddia ediliyor. Bu çerçevede 142 aynı suç eyleminde bulunulduğu, kamuya 160 milyar TL ve 24 milyon dolar zarar verildiği öne sürülüyor.
İddianame, bu havuz oluşturma ve havuzun işleme faaliyetine "sistem" adı veriyor. Sistemin amacının kişisel zenginleşme ve siyasi güç devşirme olduğu belirtiliyor.
Bu sistem üzerinden veya sayesinden üç "siyasi iş" yapıldığı söyleniyor:
İmamoğlu'nun İstanbul Belediye Başkanı seçilmesinin finanse edilmesi ve sağlanması,İmamoğlu ve ekibinin bu havuzu kullanarak CHP'yi ele geçirmesi; diğer bir ifadeyle Kılıçdaroğlu'nu tasfiye eden, yerine Özel'i getiren kişinin kullandığı gayrimeşru imkânlarla İmamoğlu olması,İmamoğlu'nun bu çerçevede Cumhurbaşkanı adayı olmasının sağlanması.Bir yanıyla iddianame bu. İtirafçı ifadeleri ve çeşitli delillerle dolu binlerce sayfalık eki bulunuyor.
İmamoğlu ve CHP'nin bu iddiaların dayanaksız olduğu ve kurgulandığı yönünde açıklamaları var. İktidarın hedefinin İmamoğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığının engellenmesi, CHP yerel yönetimlerine suç ve yolsuzluk gömleği giydirilmesi olduğu belirtiliyor.
Ben de bu kanaatteyim.
Yargı sürecinde gerçekler ortaya çıkar denebilir; ama mevcut koşullarda bu sürecin de şeffaf ve hakkaniyetli olacağına güvenmek mümkün değil.
Bu kanaati ve güvensizliği pekiştiren diğer bir husus, iddianamenin bir kapısının İmamoğlu'dan hareketle CHP'ye açılması, doğrudan CHP'nin hedeflenmesidir.
Nitekim iddianame,
CHP yönetiminin de suç yoluyla elde edilen gelirleri kullandığını ve bütün faaliyetlerden haberdar olduğunu söylüyor. Rüşvet paralarıyla alınmış CHP İstanbul İl binasına el konulmasını talep ediyor.İddianame, Anayasa'daki parti kapatma maddelerine atıfta bulunarak CHP yönetiminin haberdar olduğunu iddia ettiği bu faaliyetleri "ihbar" yazısıyla Yargıtay Başsavcılığına da bildiriyor. Özetle "kapatma davası aç" diyor.
3