Arap karşıtı milliyetçi dalga...
Siyaset; kriz, arayış ve boşluk yaşayınca, bu boşluğu bildik ezberler, kadim söylem ve silahlar doldurur.
Gazeteleri ve ana siyasi partisiyle muhalefetin Suudi Arabistan'da yaşanan spor skandalı ve Eminönü mitingine yönelik, bunları aşan, ölçüsü kaçan tepkisi muhtemelen böyle açıklanır.
Bu konularda, muhalefetten önce siyasi iktidara söylenecek çok laf var, buna şüphe yok.
Süper Kupa maçı herhalde yapılmış en akılsız organizasyonlardan, en beceriksiz kriz yönetim anlarından birisiydi. Sorumluluk TFF'nin ve muhtemelen sıkı bir şekilde talimat ve iznine tabi olduğu siyasi iktidarındı. Sorumlular, uluslararası bir krizden Suudi düşmanlığının tetiklenmesine, farklı milliyetçiliklerin karşı karşıya gelmesinden simge kavgasına kadar uzanan mayınlı alanlar üzerinde gezindiler.
Miting meselesi keza
Siyasi iktidarın Gazze meselesinde daha ilk günden itibaren sadece kendi adına ya da kendisiyle özdeş kimi vakıflar adına yaptırdığı ve yapılmasına izin verdiği, velhasıl tekeline aldığı mitingler, siyasi bir sorun alanını ifade ediyor.
Kendi yandaşları dışındaki kitlelere kapıları kapatan, Gazze ve Filistin meselesi ötesinde siyasi bir güç gösterisine dönen bu mitingler, gerek bu tarzı, gerek özelikle son mitingde olduğu gibi hedefini aşması ve zamanlamasıyla iç siyasete ilişkin niyetler ve yerel seçimlere doğru bir seferberlik arayışından azade değil.
Muhalefet bakımından bu iki duruma tepki vermek doğal ve kaçılmaz olmakla birlikte, verilen tepki ölçüsüzdü.
İmamoğlu'nun bayrak miting daveti, Eminönü mitingine verilen küçük bir resmi büyütmeyi andıran "şeriat ve hilafet gösterisi yapılıyor" tepkisi, siyasi sorun üretmek, kriz çıkarmak bakımından siyasi iktidarından geri kalmayan, onun açtığı alana koşarak girmekten başka anlam taşımıyor.
Kültür savaşları uzun yıllar ana muhalefet partisinin sarıldığı can simidi oldu, bu simidin havası boşaldıkça, muhalefet boğulma noktasına geldi. Şimdi tekrar aynı söylem siyaseti üzerinden kavga simgelerine sarılması ise, kaybedilmesi kaçınılmaz bir oyunun içine girilmesi ve siyasetsizliğin ilanı anlamına geliyor.
Siyaset ve siyasi parti tutumları bakımından söylenmesi gereken bunlar
Bir süre sonra sönümlenirler
Ama başka bir husus var ki, üzerinde dikkatle durmak gerekir.
Bu husus, göçmen ve Arap düşmanlığıdır. Bu düşmanlığın yeni milliyetçiliği, daha doğrusu yükselen milli duygu halini kuşatması, yönetmesi, siyasileştirmesidir.
Eminönü mitingi sonrası elinde tevhit bayrağı taşıyan bir kişi, aşırı bir milliyetçi bir gencin saldırısına uğradı, malum. Saldırgana neden yumruk vurduğu sorulduğu zaman "biz Türk'üz, Arap değiliz" yanıtı veriyordu. Bayrağın üzerinde ne yazdığının önemi yoktu bu genç için. Arapça harfler, birbirine bağlı Arap düşmanlığı ve Türklük duygusu tetiklemiş, yumruk atması için yeterli olmuştu. Açıkçası böyle bir şeye, aşırı bir milliyetçinin İslami bir flamaya üzerindeki Arapça harflerden dolayı şiddet dolu bir tepki gösterdiğine ilk defa rastlıyorum.