Mujik

Rus edebiyatının kulağıma en hoş gelen kelimelerinden biri mujik. Mujik, rus köylüsü demek. Rus klasik yazarları özellikle de Dostoyevski öyle bir tarif eder ki mujikleri Rus köylüsünün ruh tahlillerinde ekonomiden psikolojiye, psikolojiden sosyolojiye kadar birçok bilim dalına ait bilimi dahi gölgede bırakan ince ayrıntılar okuyucusuna verir .Rus siyasi ve düşünce tarihiyle bizim siyasi ve düşünce tarihimiz arasında çok benzerlik var. Alev Alatlı Hocam eserlerinde ayrıntılarıyla ele alıp mukayeseli bir şekilde akademik dilde anlatıyor. Aynı benzerlik köy halkımız ve memurlarımız için de geçerli.Çarşamba günü Milli Eğitim Bakanı'nın Urfa'da bir okulun bahçesinde Urfa İl Milli Eğitim Müdürü ve okul müdürünü öğrencilerin içinde ve basının önünde azarlaması bana mujik kelimesini anımsattı.Yorumları, yazılanları okuduğumda ekseriyet Bakan'ın davranışını eleştiriyor olsa da eğitimin içinde olan arkadaşların aklına azar işitenlerin hiç mi suçu yok sorusu da gelmiştir.İki binli yılların ortalarında Bakırköy'de bir lisede öğretmenlik yaparken buna benzer bir olaya şahit olmuştum.Görev yaptığım lise sabahçı öğlenciydi. Sabahçı öğrencilerin okulun sokağa açılan kapısından çıkarken aynı anda öğlenci öğrenciler okulun bahçesine giriyordu. Okulun sokağa açılan kapısında o saatlerde öğrenci kalabalığı oluşuyordu.Sekiz ders öncesi güneşi görüp havayı içime çekmek için okulun giriş merdivenlerinde kenarda gençlerdeki cıvıl cıvıllığı izliyordum.Derken okulun sokağa açılan ve öğrencilerin kalabalıklaştığı okul kapısının yanına siyah bir makam arabası park edildi. Arabadan grand tuvalet giyimli İstanbul il milli eğitim müdürü indi. Ceket ve kravatını düzeltti. Olay çıkarmaya önceden kendini hazırmış bir edayla okulun bahçesine yöneldi.Lise öğrencilerinin okul çıkışı. Serde delikanlılık var. Lise öğrencisi okul kurallarına aykırılığıyla kendi isyanını tarif ile kimlik edinmeye yatkındır.Öğrencilerde kravat, yaka paça dağınık. Koltuk altlarında rulolanmış defter kitap. Yüksek sesli birbirine takılmalar. Okuldan ayrılmanın sevinci.İl Milli Eğitim Müdürü o ruh hali içinde kol kola okuldan ayrılan dört gencin karşısına dikilip bu haliniz ne, öğrenci misiniz serseri misiniz mealinde gençlerden hesap sorunca gençler; sana ne moruk, sen kimsin çekil önümüzden sözleriyle kendisini terslediler.Tepesinin tası atan il müdürü ben size kim olduğumu gösteririm tehditiyle okul müdürünü çağırttı. Kapı girişindeki görevli kravatlı adamın halinden büyük adam olduğu korkusuyla apar topar okul müdürünü çağırmaya koştu.İl milli eğitim müdürü çocukların gitmesine engel bir şekilde çocuklara fırça ile okul müdürünü bekledi. Çocuklar, grand tuvaletli adamın yüksek perdeden konuşması karşısında ürküp sustular.Okul müdürü gelir gelmez okulun bahçesinde öğrenciler karşısında okul müdürüne; burası okul mu Bu ne biçim okul Öğrencilerin hali ne böyle Sen ne biçim müdürüsün Geçerken gördüm de görmez olaydımBenzeri yüksek sesli azarlamalarına beş on dakika devam etti.Okul müdürü öğretmenler odasında zaman zaman methiyeler dizip hava attığı takım elbisesinin düğmelerini iliklemiş, süt dökmüş kedi gibi çıt çıkarmıyordu.Öğrencilere ve öğretmenlere aslan kesilen müdürün o haline kimi öğrenciler içinden oh çekip dinsizin hakkından imansız gelir. Kimi de okul müdürüne acıyarak olayı seyretti.İl Milli Eğitim Müdürü, her ne kadar geçerken uğradım dediyse de kendisinin de okul müdürü olduğu dönemden kalma intikamını almaya geldiği her halinden belliydi.Bahsini ettiğim İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü, iktidarın değişmesiyle uzun yıllar birkaç hükümet döneminde İstanbul il milli eğitim müdürlüğü yapan zatın yerine göreve atandı. Müdürken gazetelere verdiği röportajlarda: "Paralarımın faizini ve maaşımı okula bağışlıyorum."