On dokuz milyona yakın öğrencinin, bir milyon iki yüz bine yakın öğretmenin okulların kapısını açtığı epey oldu. Birde bunlara dersane, kurs, özel ders eklersek sayı birkaç ülkenin toplam nüfusunu geride bırakır.
Osmanlı'da cübbe giydirilip fes takılan öğrenciye; Cumhuriyet ceket pantolon giydirip fötr şapka ve kravat taktırdı. Rahlelerin yerini masa sıra aldı. Alfabeye sağdan değil soldan başlanıldı.
Cumhuriyet tarihi boyunca en büyük kavgaların, koltuk kapmaların, adam etmelerin, silah çekmelerin merkezi eğitim bakanlığı olmuştur. Aynı durum Osmanlı'nın Tanzimat sonrası için de geçerli.
101 yıllık tarihinde Cumhuriyet tarihinde Milli Eğitimde 74 bakan görev aldı. Maariften eğitime, muallimden öğretmene, talebeden öğrenciye mektepten okula evrilen ve eğip bükmekten öteye asli unsuruna dönüşmeyen Milli Eğitimde işler rayına girmedi elan da girmiyor.
Yine Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze dek Milli Eğitim, her iktidarın öğrenciyi masaya yatırıp dönüştürmek istediği bir kızıl elma. Okul, Tek tip insandan, şüpheci nesil yetiştirmeye kadar birçok projenin denendiği laboratuvar. Okul, öğretmen ve öğrenci bir kızıl elmayı gerçekleştirmenin deneği.
Öğrenciler adına bir şey yaparken "Cumhuriyet'in kızıl elmasından" ötesine geçtik mi Ağladıklarında seslerini duyabildik mi öğrencilerin Gözyaşlarına dokunabildik mi Güzel şarkılarının farkına varabildik mi Kifayetsiz kelimelerini okuyabildik mi Sanmıyorum. Belki yaklaştık ancak ondan ötesine geçemediğimiz mevcut halden belli.
Dört duvar, kağıt, kalem, sıra, masa, tahtadan öteye gitmeyen bir hal.
Kader, fizik deyip kavgaya tutuştular. Kader diyenler kavgayı kazanmak adına kaderin de üstünde bir kaderin var olduğunun künhüne varamadılar.
Fizik diyenler kendilerine yazdırılıp ezberletilenden başını kaldırıp bir adım ötesindeki metafizik ışığa gözlerini tutup elini uzatamadılar.
Üç kıtaya hükümran olmuş altı yüz yıllık bir imparatorluğun mirasçısıyız nutkundan kurtulmayıp mevcut biçaresizliklerin farkına varılmadı.
Bir asırdır parlatılıp pazarlanılan Mustafa Kemal'i ve Atatürkçülüğü tam olarak anlayamıyoruz, anlatamıyoruz bağnazlığından kurtulunamadı.
Cumhuriyet-İmparatorluk kavgasında at ve it izini birbirine karıştırarak bir tarafın adamı olmaktan kendini kurtarıp hakikatte ikamet edemiyor irfan orduları.
Bizden adam olmaz yenilgisini kabul edip "Adam" yerine koyduklarını övüp taklit ede ede eğitim reçetelerinin turnusol kağıdına çevrildiğinin farkında değiller.
"Gericiliğin tarihi"ni din ile başlatıp insanı "Allah'tan Kurtarmaya" soyundular. Bilim dinini Tanrı'nın karşısına diktiler. Bilimin kıymetini bilmeyen bir topluma laf anlatmak boşuna deyip ne haliniz varsa görün üstenciliğiyle aşağıladıkları toplumun adam olmazlığını diline pelesenk ettiler.
"Allah'ın Sopası" yok ki deyip kendini Tanrı'nın sopası yerine koyup cennete insan kazandırmak adına dünyayı cehenneme dönüştürdüler, dönüştüyorlar.
"Çağdaş Muassır Medeniyetler" nutkuyla fötr şapkalı, iki dirhem bir çekirdek grantuvalet adamlara yazdırılana "milli, yerli, bizim" müfredatımız deyip noktasından virgülüne kadar kaç dönemdir ezberletip kavratmaya çalıştıklarının insan fıtratına mugayir bir zehir olduğunun biganesi insanların elinden kurtulamıyor eğitim.
Mevcut iktidar eğitimin içini boşaltıp liyakatsiz insanlarla eğitimi yönetiyor, deniliyor. Mevcut iktidar öncesinin kavgalarını, askerin okullara rot balans ayarı verdiğinin anımsamasını yapmaya hafızalarını kapatıyorlar. Bir adamın tarafı olup diğer adamları dövmek üzerine kurulu eğitim anlayışı. Eski hâl muhal; ya yeni hâl veya izmihlal, dayatmasıyla bir arpa boyu yol gidilmediğini görüyoruz.
Bizleri arkadan vurdular ile başlayıp,
nasıl denize döktük ama ile naralanıp,
Türk'ün Türk'ten başka dostu yok ile devam eden, bir Türk dünyaya bedel ile pekiştirilen,
ne mutlu Türküm diyeneyle şahlanan resmi anlayışımız, milliyetçilik ve vatanseverlik adına gençlerin kanına ırkçılık zehrini zerk etti. Kendinden olmayana tahammülsüzlük resmi eğitimle aşılanıyor.
Herkesin her şeyi tartıştığı günlerde dört maddenin tartışılması yasak. Körü körüne bağlılıkta, burnunun dikine gidilen yılda kör göze parmak: Özgür eğitim, özgür birey.