Niçin birleşemiyoruz!

Coğrafya kader denir.

Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyada son bir asırdır yaşananlara bakıyorum ve niçin birlik içinde olamıyoruz sorusuna cevap arıyorum.

Kurtuluş savaşı ile kurtarabildiğimiz bir avuç cennet vatanımızda çok önemli meselelerde bile birleşmemiz mümkün olmayınca acaba coğrafya kader mi sorusu ister istemez akla geliyor.

Yaşanılan olumsuz tecrübelerle kısmen de olsa aklımız başımıza gelmiş ve derin uykudan uyanıp bir şeyler yapmaya başlamışız.

Gol atmaya giden futbolcunun rakip çelmelerinden kurtulmayı başararak attığı gol gibi goller attıkça hırçınlaşan bir kesimle de hep mücadele etmişiz.

Özellikle savunma sanayi gibi ülkemiz için olmazsa olmaz bir alanda İHA ve SİHA'larla başlayan serüvenimiz hızla devam etmiş ve geçen yıl Kızılelma şimdi de Kaan, birlik ve bütünlüğümüzü sağlamak için iyi bir fırsattır dedik ama maalesef birlik şöyle dursun daha da ayrışmış bir toplum haline gelmekten kurtulamadık.

Her telden bir avaz ve olmadık şeyler sureti insanların ağzından veya kaleminden dökülüyor.

Evvelsi gün ülkemiz semalarında arzı endam eyleyerek ben geldim, bana hoş geldin der misiniz diyerek adeta süzülerek kendini gösteren Kaan ile ilgili neler söylendi neler.

Burada detaylara girmeyeceğim elbette.

Birçoğumuz gözyaşları içerisinde bu gurur tablosunu ekranlardan izlerken sayıları az ama gürültüleri fazla bir kesimden yine çatlak sesler geldi. Hem de öyle çatlak ki, insanın aklına, bunlar kimin nesi bu ülkede yaşamalarına rağmen ülkemize niçin bu kadar düşmanlar sorusunu getirdi.

Gerçekten ülkemize bu kadar düşman olmalarının altında yatan sebep ne doğrusu merak ediyorum.

Kaan daha bebekken başlamışlardı yaygaraya. Bu kalorifer peteği mi beşinci nesil uçak olacak diyerek ta o günden hazımsızlıklarını göstermişler ve buldukları her fırsatta da, beşinci nesil uçak yapmak ne biz ne diyerek aşağılık kompleksi hastalığından kurtulamadıklarını açık etmişlerdi.

Aşağılık kompleksi hastalığı da diğer birçok hastalık gibi tedavi edilebilir. Yeter ki, kişi hasta olduğunu kabul etsin ve tedavisi için gerekenleri yapsın.

Akıl sağlığını yitirmiş bir kişi, ben hasta değilim diyerek direndiğinde, hem tedavisi zorlaşır hem de tedavi etmek için gerçekten başka tedbirleri gerektirir.

Adına gazete diyemeyeceğim yayın hayatına bugün de devam eden bir paçavra, İki yıl önce Kaan daha bebek iken gündemine kalorifer peteği resmini koyarak almış ve okuyucularına şöyle duyurmuştu; "ilk parçası tartışma yarattı, kalorifer peteği gibi duruyor" diyerek hafızalardan silinmesi mümkün olmayan bir başlık kullanarak zaten ne niyette olduğunu açık etmişti.

Yanlış okumadınız haberi bir kalorifer peteği resmi ve altında bu cümleyi yazarak duyurmuştu.

Bu paçavrayı kimler gazete diye okuyor olabilir sorusu akla ister istemez geliyor. Onu da siz okurların takdirine bırakıyorum .

Ülkemiz garabetlerin bolca yaşandığı bir ülke. Olmazların olduğu ve oldurulduğu bu cennet vatanda öyle yaşanmışlıklar var ki ,insana pes dedirtir.

Bekri Mustafa hikayelerini aratacak çok acayip garabetleri yaşaya yaşaya duyarsızlaştık adeta.

Başka bir aceze de çıkıp, Kaan uçmaz, Kaan kaçmaz kafayı Kaana takarak kafayı yemiş olmalı ki, ağzından çıkanları kulakları duymadığından olsa gerek konuştukça çamura batıyor ,battıkça konuşuyor ve kerizleri bu yalanlarla uyutmuş olmanın mutluluğu ile ağzı kulaklarında utanmadan sıkılmadan milletin içinde gezebiliyor.