İstanbul, İzmir olur mu

Trafik çilesi, İstanbul halkı için giderek daha önemli bir sorun haline gelerek deprem tehlikesini bile gölgelemeye başladı. Böyle giderse birkaç yıl içerisinde belediye başkanları sokağa çıkamaz hale gelebilir. Çiçeği burnunda yeni başkanlar böyle bir ciddi sorunun çözümü için kolları sıvamak yerine enkaz edebiyatı ile geçmişi suçlamaya devam ederlerse ki edecekler gibi olan İstanbul'a ve İstanbulluya olacak.

Gün geçmiyor ki İBB ile ilgili skandal bir haber ile halkın huzuru kaçırılmasın. Üsküdar ile Samandıra arasında çalışan M-5 metro hattı hafta boyunca sağlıklı ve düzenli çalışmayınca duraklarda saatlerce beklemek zorunda kalan vatandaşların tepkilerinden de anlaşılıyor ki, bu aymazlık böyle devam etmez ve etmemeli.

Arızanın başladığı ilk gün yapılan anonslarla vatandaşa teknik bir arıza olduğu ve kısa bir sürede aksaklığın çözüleceği duyurulmuştu.

Trol ve PİAR ordusu paylaşımlarında böyle bir garabetin bırakın bilgilendirmesini, bu önemli olaya tamamen duyarsız kör ve sağır kalarak üç maymun oynamayı tercih etti.

Yandaş ve çağdaş(!) medyada konu ile ilgili hiçbir bilgilendirme yapılmadığı gibi yeni belediyelerin aldığı enkaz üzerinden geçmişle ilgili yalan ticaretine devam ettiler.

Bu aymazlık yetmezmiş gibi bazı sosyal medya hesaplarında utanmadan sıkılmadan metro arızasının basit bir arıza olduğu yalanı üzerinden paylaşımlar yapıldı. Bir Allah'ın kulu da mertçe çıkıp basit bir arıza üç tam gün neden halledilemedi sorusunu sormuyor.

Bu arada olan vatandaşa oldu. Aradan saatler geçmesine rağmen, kısa süreli olduğu söylenen teknik arıza giderilmeyince ikinci bir duyuru ile zorunlu bakım nedeni ile seferlerin yapılamadığı yalanı anons edilerek vatandaş açıkça aldatıldı ve enayi yerine konuldu.

Saatler yerini günlere bırakınca bu hattı kullanarak işe giden ve evine dönen vatandaşlar istasyonlarda uzun süreler bekletildi ve tepkiler de yükselmeye başladı. Daha bunlar iyi günlerimiz diyenden tutun da, hani her şey güzel olacaktı diyene kadar hatta daha ileri gidip, beceriksizler sayesinde tıkır tıkır işleyen hat sayenizde çalışamaz olduya kadar konuşan konuşana.

Başka bir vatandaş, CHP genel başkanının iktidarımızda Avrupa'ya vizesiz gideceğiz açıklamasına atfen, sayın başkan biz Üsküdar'dan Ümraniye'ye gidemiyoruz diyerek hayallerin gerçekler karşısında düşülen durumunu aktaranlar oldu. Başka başka konuşanlar da oldu elbette. Dilin kemiği olmadığı gibi vatandaşın ağzı da çuval olmayınca bağlanamadı.

Aradan geçen günler içerisinde gerçek anlaşıldı ve tepkilerin dozu da arttıkça arttı. Meğer iki metro Kuruçeşme'de kafa kafaya çarpışmış ve yıllardır tıkır tıkır işleyen aksamadan seferlerine devam eden hatta ciddi bir sorun oluşmuş. Durum bundan ibaret olduğu halde vatandaş teknik arıza ve zorunlu bakım yalanıyla oyalanmış.

Yazık oluyor İstanbul'umuza. Bir tarafta, yıllar içerisinde İstanbul'a kazandırılan yeşil doku grileşiyor, diğer tarafta trafik her geçen gün işlemez hale geliyor ve kısa mesafede bile bir yere ulaşmak bir saati alıyor. Şimdi de tıkır tıkır işleyen ve yüzbinlerin kullandığı metro hattında trenler kafa kafaya çarpışıyor. Yaşananlardan ve her gün bir yenisi eklenen olumsuzlukla nedeniyle vatandaş tedirgin, sadece ruh ve beden sağlığı tehdit altında değil can sağlığı da tehlikede. İstanbullu 5 yıl içerisinde birçok şeye alıştı aslında.

Fazilet durağı yalanı ile başlayan kendini aklama hastalığı öyle bir yerleşti ki, karda, çamurda yollarda yaşanılan rezaletlere, İETT'nin arızalanarak yollarda kalan veya yanarak etrafta tehlikeler saçan araçlarına, geliyorum diyerek yüreklerimizi hoplatan depreme karşı aldığı tedbirlerin içinin fosluğuna, nerede ise hepsi ayan beyan ortada.

Koskoca bir balon ve patladıkça şişiriliyor.

Deprem gerçeği her geçen saniye kendini hatırlatarak, ben geliyorum tedbir alın derken bizimkiler oyunda oynaşta. Meydanlarda konserler, mekânlarda içkiler ve yalan üzerinden oluşan koskoca bir hayali güzellik.

Nereye kadar gider bilmem ama geriye gittiğimiz kesin. Bir an önce bu tersine gidişe son verilmez ve bu aymazlıkta inadım inat denirse tuzu kuruların yanında yanacak çok sayıda yaşın olduğu görülecek. Çok sayıda masum insan bu inadım inatçılar yüzünden bugünü aratacak zor günlerde yaşamak zorunda kalacak.