'Kınar Hanımın Denizleri'

Ece Ayhan'ın ilk şiir kitabının adı "Kınar Hanımın Denizleri" (1959).

Şiire ilgisi olanlar bilirler Kınar Hanımı, ama ben bilmeyenler de vardır diye yazayım. Ayhan, bu şiirinde Meşrutiyet döneminin tiyatro sanatçılarından Kınar Sıvacıyan'a gönderme yapar.

Hikmet Feridun Es'in 27 Kasım 1945 tarihli "Akşam" gazetesindeki "Kınar Gecesi Münasebetile: 1" başlıklı yazısında Kınar Hanım, ailesi ve çocukluğu hakkında bazı bilgiler veriyor. 1876'da doğmuş, annesi 1890'lı yıllarda bir tiyatro oyuncusu olan Madam Bercuhî. Samatya'daki Protestan okulunda okumuş, sahneye ilkin 1889 Aralık'ında 12- 13 yaşında çıkmış. Nitekim kendisi de "12 yaşımda sahneye çıkardılar, "Kürek Çocuğu" piyesinde 'Küçük Victor'u oynamıştım." der. Sonra Mınakyan'ın; Fasulyeciyan'ın tiyatrosunda, Darülbedayi'de oynamış. Bir tiyatro sanatçısı olan Arşak Sıvacıyan ile evlenmiş. Kocası genç yaşta ölmüş, bir erkek evladı ile kalmış. Hikmet Feridun Es'e "bütün hayatımı sahnede kazandım. Pek genç dul kaldığım hâlde yetim çocuğuma ve aileme yine sahneden aldığım para ile baktım." demesinden anlaşılacağı üzere çocuğunu da kaybetmiş, yıkılmış, maddi sıkıntılar ve yokluklar içinde yaşamış. Çocuğunun ölümünden sonra üzerinden matem elbisesini hiç çıkarmadığı söylenir. Ergun Hiçyılmaz, "Sadece Kadıköy'deki Manakyan Kumpanyasının değil, cümle tiyatronun () yıldızı"ydı der onun için. Bir kaynakta Kadıköy'de Talimhane civarında oturduğu yazıyor, Hiçyılmaz ise daha net bir adres vermiş; "Kuşdili'ndeki 6 numaralı ahşap evde."

Kınar Hanım 14 Ağustos 1950'de ölmüştür. Gazetelerdeki ölüm haberlerinden anlaşıldığına göre soyadı "Dağ"dır. Nusret Safa Coşkun, ölümü üzerine 18 Ağustos 1950'de yazdığı "Kınar Hanım'ı Toprağa Verirken" başlıklı yazısında ömrünün son yıllarını sefalet içinde geçirdiğini söyler. Ercümend Ekrem Talu da ölümü dolayısıyla kaleme aldığı "Kınar Hanım" başlıklı yazısında son yıllarında ihtiyaç ve kimsesizlik içinde olduğunu belirtiyor.

Herhâlde kimsesiz ve ihtiyaç içinde geçen son yılları Ece Ayhan'a dokunmuş ki, "Kınar Hanım'ın Denizleri" başlıklı şiirinde; "

"Bir çakıl taşları gülümseyişi ağlarmış karafaki rakısıyla

Şimdi dipsiz kuyulara su olan kınar hanım'dan"

der ve "dipsiz kuyulara su olan" Kınar Sıvacıyan'ı hüzünle anar.

Yeri gelmişken belirteyim; Ece Ayhan'ın şiirlerinde eski İstanbul, kantocuları, Peyruz'u, Deniz Kızı Eftelya'sı, Neyyire Neyyir'i, Kel Hasan'ı, tramvayları, Alkazar Sineması vb. ile geniş yer tutar. Bu şiirinde de "Komik-i şehir ünlü komik" lakabıyla tanınan tuluatçı Kel Hasan o meşhur süpürgesiyle okurun karşısına çıkıverir: