Cemil Meriç'te kadın problemi

Cemil Meriç, asabi bir yazar. Asabi, pervasız, çoğu kez saldırgan ve huzursuz Farkında çırpınışlarının. Sık sık boğuluyorum der, uçurumun kenarındayım! Jurnal'leri "feryatla dolu" (J1, s. 367).Ama farkında olmak yetmez, adlandırması, nedenlerini bilmesi, köklerine inmesi, hatta olabildiğince sağaltması gerekmektedir. Bu sebeple psikanalize eğilir, Freud'u, Lacan'ı didik didik eder; "Pathalogie Mentale"i, "Des Etudes sur Les Aveugles"i okur, bunaltı (angoisse) kavramı üzerinde özellikle durur, kendini acımasızca ve çırılçıplak teşrih masasına yatırır (bkz. Jurnal 1, s. 121; s.112-117, s. 251, s. 322). Jurnal'ler hem kendini tanıma hem de tanıtma vasıtasıydı onun için (J1, s. 260). Sadece tanıma ve tanıtma mı Hayır! Sağaltmanın da yollarından biriydi. Sağaltma evet! Kitap kaçıştı, bir sığınak. Ama buhranlarını hafifletmek için kullandığı en etkin vasıta, catharsis artistque (artistik arınma) dediği yoldu. İnsan, acılarını kendine ya da başkalarına olduğu gibi açmak istemez, doğrudan yüzleşmek çok zor! Sanatkârlar burada genelde catharsis artistique'i devreye sokuyorlar; başkalarını anlatırken aslında kendilerini anlatıyorlar, ıstıraplarını "mübalağalandırmak, küçültmek, alay konusu yapmak veya süslemek suretiyle" yok edemeseler bile hafifletmeye çalışıyorlar (J1, s. 114). Meriç de bunu yapıyor.Jurnal'lerin teşrih masasında Cemil Meriç var! Peki nasıl biri o Meriç'in ruh hâlini teşrih ettiği 'ben'de tespit ettiği en önemli 'yara' nedir Dikkatli bir okur, "Jurnal"lerdeki ben'in en önemli problemlerinden birinin kadın ve cinsellik olduğunu hemen fark eder. Çünkü Meriç "Jurnal"lerde tekrar ve tekrar ten açlığından bahseder ve kadına susuz olduğunu haykırır: "Tenin açlığı, ruhun açlığı" (J2, s. 46), "Tenin açlığı, gönlün açlığı." (J1, s. 151), "Ben ezelden beri susuzum. Kitaba susuzum, kadına susuzum, insana susuzum." (J1, s. 272), "Kadına susamıştı, şefkate susamıştı, hayata susamıştı. Yalnızdı." (J1, s. 91), "Açtı, şefkate, kadına açtı." (J1, s. 101), "Kadından yalnız şefkat istiyordum. Yalnız şefkat ve bir kucak et." (J2, s. 48). DefalarcaBuna bağlı olarak evlilik de bir problemdir. Sanki haykırdığı 'açlık' sebebiyle evlenmiştir. Nitekim evlenmeye yönelişindeki asıl sebebi Jurnal 1'de; "Bilhassa dişiye ihtiyacım vardı." (s. 390) diye itiraf ediyor. Peki mutlu olabilmiş, açlığını giderebilmiş midir Hayır! Büyük bir hayal kırıklığı ve tatminsizlik: