Çağa ağıt ve Rilke

Alnı bura ile ora arasındaki o gergin ve keskin çizgiye değip varoluşun idrakiyle kendinden geçen şairleri hep sevdim. Gözleri delici olmalı şairin, dünyanın zarını yırtıp geçmeli nazar oku, bilinmeyen'e doğru Şiirin ana vasfı metafiziğe fırlatılan bir ok olması, şair ise Karakoç'un deyişiyle "Fizikötesi bir kazazede".Rilke de onlardan biri. Mutsuzluk, şiirini besleyen ana kaynak. O da bu şaraptan içenlerden. Mısralarının altını kazısak, mutsuz bir aile, otoriter bir anne, yalnız, yurtsuz bir çocuk buluruz. Bir şiirinde "Bir baba evim olmadı benim" der. 3 Nisan 1903'te Ellen Key'e yazdığı mektupta ise "Anne ve babamın evliliği, daha ben dünyaya geldiğimde çatırdamaya başlamıştı. () İnce, uzun boylu, hep siyah giysiler içinde, hayattan ne istediği pek belli olmayan çok sinirli bir kadındı annem. () yapma bir bebekle oynar gibi oynamıştı benimle. () Sanırım hepimiz mutsuzduk" (Stefan Schank, Kalbin İşi, Çev. Kamuran Şipal, Cem Yay., 2009, s. 17-18) diyor.Başlarken, her şair gibi gözleri dış dünyada, ama zamanla içe dönüyor, içine, ruhsal sıkıntılar, ben ile dünya arasındaki gerilim, ölüm, aşk, acz, fanilik şiirlerinin başlıca temaları"Duıno Ağıtları" (Çev. Zehra Aksu Yılmazer, Türkiye İş Bankası Yay., 2019) Rilke'nin en beğendiğim kitabı. Şair 10 ağıttan ibaret bu eserini yazmaya 1911-12 yıllarında Duıno Şatosu'nda yazmaya başlamış, 1922'de Muzot Kulesi'nde tamamlamış."Duıno Ağıtları" Rilke'ye âdeta öteden üflenen bir nefestir. Şair, daha birinci mısrada "Kim, haykırsam, duyardı ki beni meleklerin katından" diyerek fizikötesinden seslenir. Ve "ürperten kavrayış"la perde açılır, "Yüreğin dupduru çınlayan vuruşları" hiç susmaz artık, ağıtlar çiçek açar, acı, ölüm, fanilik, acz, aşk tüm mısraların diplerinde dolaşır durur. Modern dünya acıya düşman, ama Rilke ezeli acıdan beslenir, çünkü bilir, acıdır insanı insan kılan, arındıran, çünkü yüreğimizin derinliklerinden gülebilmenin ön şartıdır acı, "kışın dökülmeyen yapraklarımızdır" (s. 41). Ama heyhat! Çağ 'mutluluk çağı' acıyı bastırmanın, like'ların çağı!.. Byung- Chul Han "Palyatif Toplum"da bu konu üzerinde uzun uzadıya durur. Rilke 10. ağıtta bu durumu "Ve allanıp pullanmış mutluluklarla dolu atış tezgâhında kıpır kıpır kıpırdar hedef" (s. 42) diye tasvir eder. Performans öznesi bu hedefi tam da on ikiden vuran keskin nişancıdır. Oysa Rilke ağıtı büyütür, kutsar. Son Ağıt'ta bir