Zulümden güç alan zulüm!
Ahmet Varol
Aslında zulüm, zulmün gerekçesi olamaz. Ama bu aklın, ahlâkın ve hukukun gereğidir. Yani olması gereken. Zulüm zulme gerekçe yapılamaz. Ama vakıa öyle değildir. Bir yerdeki zalimler başka yerlerdeki zalimlerin icra ettiği zulümden güç almakta ve onların zulümlerini kendilerine gerekçe olarak kullanabilmektedirler. Bunun da sebebi çağdaş dünyada hakim güçlerin aklî, ahlâki ve hukuki değerlere riayet etmemeleri; saltanatlarını ve hakimiyetlerini sürdürebilmek için her türlü insanlık dışı muameleyi, zulmü, katliamı, aç bırakmayı ve daha başka vahşi uygulamaları kendi açılarından caiz yani uygun görmeleridir. Bu da bütün insani değerlerden soyutlanmış, gücü merkeze yerleştirmiş olmalarından ve yaptıklarından dolayı sorguya çekilmeyeceklerine kesin bir şekilde inanmalarından kaynaklanıyor.
Bu yüzdendir ki zalimler kendilerini güçlü gördüklerinde azgınlaşırlar. Bu onların ortak karakterleridir ve Kur'an-ı Kerim'de de bu karakterlerine dikkat çekilir. Azgınlaşmaları onları iyice sınır tanımaz hale gelmeye yöneltirken yaptıklarında kendilerini haklı, zulme maruz kalanları ise suçlu göstermeye çalışırlar.
Bu yılın 14 Ağustos tarihi Mısır'da gerçekleştirilen korkunç Rabia Katliamı'nın 12. yıl dönümüydü. Cunta lideri Sisi kendisinin kurmak istediği dikta rejimini reddedenleri tasfiye etmek ve muhalefette ısrar edenlerin gözlerini korkutmak amacıyla 14 Ağustos 2013 tarihinde Kahire'deki Rabia Meydanı'nda korkunç bir katliam gerçekleştirdi.
Rabia Katliamı, silahın gücünü kullanarak gayri meşru yoldan siyasi yönetimi gasp eden ve meşru yönetimi mahkûm etmeye kalkışan cuntanın bir işgal gücünden farklı olmadığını gösterdi. Sisi cuntası, halkın darbeyi reddederek meşru yönetimin dönmesi talebiyle tamamen sivil yollarla sürdürdüğü direnişi bastırabilmek için günlerce tekrarladığı tehditlerinde ciddi olduğunu göstermek amacıyla korkunç katliamlar gerçekleştirdi.
Cunta, işgal yönetiminden farklı olmadığını, siyonist katillerin Gazze'ye son saldırılarında onlara her türlü desteği verirken, mağdur edilen insanların önlerine kapıları tamamen kapatmak suretiyle de gösterdi.
Zulme karşı mazlumların yanında yer alan vicdanlar arasında bir ittifak ve güç birliği oluşturmak isteyen bazı gönüllüler de çağdaş Firavun rejiminin sergilediği vahşetin unutulmamasını, zulme karşı duranların ortak tavır koymalarını sağlamak amacıyla büyük katliamın yıl dönümünü Dünya Rabia Günü ilan ettiler.
Sisi cuntasının, Baas diktatörlüğünün ve işbirlikçilerinin gerçekleştirdiği korkunç katliamlar ve yıkımlar bugün Filistin topraklarını işgal altında tutan katillerin bu derece cüretkâr olmasını sağlamıştır. Yani zulüm zulümden güç almıştır.