Tunus diktatöründen yargıya da darbe

Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur: "Onlara, kendisine ayetlerimizi verdiğimiz sonra da onlardan sıyrılıp çıkan ve şeytanın onu peşine takması dolayısıyla azgınlardan olan kimsenin haberini de oku. Biz dileseydik onu onlarla (o ayetlerle) yükseltirdik. Ancak o kendisini yeryüzünde sonsuza kadar kalacak sandı ve arzularına uydu. Onun durumu üstüne varsan da soluyan, kendi haline bıraksan da soluyan bir köpeğin durumuna benzer. Bu kıssayı anlat, olur ki düşünürler." (A'raf, 7175-176) Bazen, insanlar Yüce Allah'ın değişik yollarla verdiği imkan ve güçleri kendi ebedi mülkleri zanneder ve yeryüzünde de sonsuza kadar kalacaklarını düşünür, o yüzden şaşkına dönerler. Oysa elde ettikleri imkân ve güç onları sarhoşa çevirmiş, ne yapacaklarını şaşırmış haldedirler. Şeytan da şaşkınlıklarından yararlanarak onları peşine takar ve azdırdıkça azdırır. Tunus'ta, halkın ümit ve beklentilerini istismar ederek kendini cumhurbaşkanlığına seçtirdikten sonra şaşkına dönen ve seçim döneminde sergilediğinin tam tersi bir kimlikle kendisini seçenlerin karşısına çıkan, onlara vefa göstermesi gerekirken nankörlük eden Kays Said'in durumu da tam böyledir. Ortaya koyduğu kişilik de yukarıda meallerini verdiğimiz âyetlerde tavsif edilen kişiliğe tıpatıp uymaktadır. Bu adam eğer ki sözünde dursaydı, vadettiklerini yerine getirseydi belki halk nazarında büyük bir itibar kazanacak ve dikta rejimlerinin zulümlerinden bıkmış toplumlar tarafından önemsenen bir şahsiyet olacaktı. Ama gücün verdiği şaşkınlıkla, kendisine değer kazandıracak unsurlardan sıyrılıp çıktı, arzularına uydu ve zulüm rejimlerinin ayakta kalması için çeşitli dolaplar çeviren diktatörlerin yani şeytanın peşine takıldı. Elde ettiği gücün ve makamın sonsuza kadar kendisinin olacağını zannetti. Şimdi siyaset ahlakıyla ilgili tüm değerleri ayakları altına aldığı gibi hukuku da tamamen devre dışı etmiş durumda. Artık birileri üstüne varsa, "Böyle yapma, yanlış yapıyorsun!" dese de homurduyor; kendi haline bıraksalar