Tunus diktatörü eşkıyalığı da başlattı

Tunus'ta, Burgiba ve Bin Ali dönemlerindeki gibi tek adam diktatörlüğü inşa etmeye heveslenen Kays Said, hükûmete ve Meclis'e karşı darbe yaptığında Anayasanın verdiği yetkileri kullandığını ileri sürmüştü. Hukukçuların Anayasanın kendisine böyle bir yetki vermediğini çok açık bir şekilde ortaya koymaları üzerine, işine yaramadığını düşünerek Anayasayı da devreden çıkardı ve kendince yeni düzenlemeler yaptı. Yeni düzenlemeye göre, Cumhurbaşkanı Bakanlar Kurulu'nun görüşlerini alarak yasa çıkarabilecekti. Bakanlar Kurulu da Meclis'e karşı değil Cumhurbaşkanına karşı sorumlu olacaktı. Cumhurbaşkanı Meclis'in onayına gerek görmeden başbakanı, bakanlar kurulu üyelerini, hükûmetin siyasetini ve kararlarını belirleyebilecekti. Kendi kararlarıyla kendine verdiği yetkiyi kullanarak, yine kendi talimatları doğrultusunda şekillenen hükûmeti de kurdurdu. Hükûmetin Meclis'ten güvenoyu alması gerekmiyordu. Çünkü Meclis'in çalışmaları tamamen dondurulmuş durumda. Hükûmetin siyasi partilere hesap vermesi de gerekmiyor. Dolayısıyla, karşısında bir siyasi muhalefet yok. Kimsenin hükûmet aleyhine "gensoru önergesi" verme yetkisi de yok. Çünkü ortada parlamento yok. Said sivil itirazların önüne geçmek için zaman zaman sopasını gösterdi. Bu arada kendisinin henüz "kafa koparma" yöntemini devreye sokmadığını ima eden tehdit içerikli bazı mesajlar vererek, muhaliflerinin ağızlarını kapatmak için gerek gördüğünde buna başvurmaktan çekinmeyebileceğini belli