Siyonistler insanlıkla savaşıyor

Siyonistler insanlıkla savaşıyor

AHMET VAROL

Siyonist katiller, bütün dünyada kendilerine yönelik tepkilerin artacağını ve Gazze'de sürdürdükleri zulme karşı bir küresel intifadanın başlamasına sebep olması ihtimalinin bulunduğunu bilmelerine rağmen yine de Küresel Sumud Filosu'na saldırdı.

Filoda bulunan gemi ve motorların Gazze'ye ulaşmalarını, yardımlarını oradaki ihtiyaç sahiplerine ulaştırmalarını engellemek için uluslararası hukuka dair bütün kuralları ve anlaşmaları çiğneyerek tamamen "insani" faaliyet yürüten insanları esir aldılar.

Tabii ki bu cesareti gösterebilmeleri de özellikle Batı emperyalizminin himayesi altında olmaları ve yaptıklarından dolayı uluslararası kurumlar nezdinde sorguya çekilmeyeceklerini, haklarında davalar açılsa bile bunun uygulamalara yansımayacağını bilmeleridir.

İşgalci siyonistler Gazze'ye uygulanan vahşi ablukayı kırmak amacıyla harekete geçen Küresel Sumud Filosu'na saldırmalarının kendilerine pek çok olumsuz yansımasının olacağını bilmelerine rağmen bu saldırıyı gerçekleştirdiler.

Çünkü filonun Gazze'ye ulaşmasını engellememeleri durumunda, kendilerinin bu bölgedeki insanları şartsız teslim olmaya zorlamak amacıyla sürdürdükleri katı ablukanın artık hükmünü ve etkisini kaybedeceğini biliyorlardı.

Bu sebeple önlerinde iki seçenek bulunuyordu. Ya insanlığın vicdanı ve onurlu çıkışı karşısında yenilgiyi kabul etmek, böylece Gazze'ye uyguladığı vahşi ablukanın da etkisini kaybetmesine razı olmak; ya da insanlık vicdanıyla yani bizzat insanlıkla savaşmak.

Birincisinin aynı zamanda Filistin'de özgürlük ve hakları için ağır bedeller ödeyen Filistin halkının kararlı duruşunun güç kazanmasına ve devam etmesine sebep olacağını düşünüyorlardı. Buna imkan vermemek için çok önemli olumsuz yansımalarının olacağını bilmelerine rağmen ikincisini tercih ettiler.

Ancak bu hadiseyle, şu gerçek bir kez daha kesinlik kazanmış oldu: Siyonist işgalci katillerin sadece Filistin halkıyla ve direnişiyle değil, tüm insanlıkla, insanî değerlerle ve ahlâkî değerlerle savaştıkları.

Bu gerçeğin artık çok iyi görülmesi ve insanlığın da siyonist vahşete ve ona güç kazandıran emperyalist politikalara karşı küresel çapta, ortak bir savaşının olması gerekiyor.

Egemen güçlerin politik tercihleri bizi ilgilendirmemeli. Bizim insanî değerlere sahip çıkmak ve siyonist vahşete karşı durmak amacıyla bu savaşta bir şekilde yerimizi almamız gerekiyor. Savaşın dışında kalamayız. "Benim bu savaşta yerim yok" diyenin, kendisinin bu dünyada tamamen yersiz olduğunu görmesi gerekir.

Siyonist vahşete her ne şekilde olursa olsun destek verenlerin aslında insanlığı ve insani değerleri karşılarına aldıklarını bilmeleri ya da insanlığın onlara bunu bildirmesi gerekir.