Kararlı direniş de devam ediyor

Tabii, siyonist katillerin yıkım ve katliamları çok büyük çapta olduğundan Filistin halkının işgal karşısında verdiği mücadele biraz gölgede kalıyor. Ancak siyonist işgal rejiminin sekiz aya yakın bir süredir devam eden saldırılarına, on binlerce insanı katletmesine ve Gazze Şeridi'nin yüzde yetmişini yıkmasına rağmen yine de amaçlarına ulaşamamış olması; bu yüzden işgal rejiminin kendi içinde de ciddi sıkıntılar ve krizler yaşaması, direnişin kararlılıkla yoluna devam ediyor olmasından kaynaklanmaktadır.

Mücadele elbette sadece Gazze Şeridi'ne özel değil. Filistin'in her tarafında sürüyor. Bu yüzden siyonist zulüm de sadece Gazze Şeridi'nde değil, 1948'de işgal edilmiş bölge dahil olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarının tamamındadır. Bu itibarla artık gösterilerde, eylemlerde sıkça tekrar edilen, "Nehirden denize özgür Filistin!" sloganının maksadını ve karşılığını da iyi kavramamız; Filistin topraklarının bir karışında bile siyonist işgalin meşru kabul edilmemesi gerektiğini zihnimizden çıkarmamalıyız.

Ancak bu yazımızda özellikle son dönemde yoğun çatışmaların vuku bulduğu ve siyonist işgal güçlerinin ciddi kayıplar verdiği Cibaliya Mülteci Kampı'yla Refah bölgesindeki kara operasyonlarında direniş güçlerinin büyük bir fedakarlıkla sergilediği mücadele üzerinde durmak istiyoruz.

Cibaliya Mülteci Kampı, Gazze Şeridi'nin kuzey kesiminde Gazze şehrinin de kuzeyinde Beyt Hanun kasabasının güneyinde, işgalci terör örgütlerinin 1948'de işgal etmiş olduğu bölgeyle Gazze Şeridi arasındaki sınıra yakın bir mıntıkada yer almaktadır.

Cibaliya Mülteci Kampı aynı zamanda, nüfus yoğunluğunun çok yüksek olduğu Gazze Şeridi'nde en yüksek nüfus yoğunluğuna sahip yerleşim alanıdır. İşgal rejiminin soykırım saldırılarından önce burada 400 bin civarında insanın yaşadığı tahmin ediliyordu. Ayrı bir belediyesi var.

İşgal güçleri bu bölgeye daha önce de saldırı düzenlemişlerdi. Ancak direniş karşısında ağır kayıplar vermelerinden sonra çekildiler. Üç hafta önce burayı tekrar her yönden kuşatmaya aldı, bir yandan karadan tanklarla ve toplarla, bir yandan da havadan uçaklarla, helikopterlerle ve insansız hava araçlarıyla saldırılar düzenlediler. Mülteci kampında saldırıdan etkilenmeyen bir tek bina kalmadı. Çoğu yıkıldı, birçoğu yakıldı.

Ancak direnişçiler, işgalcilerin tüm saldırılarına rağmen yine burayı terk etmeyerek kararlılıkla mücadele ettiler. Birçok binaya bomba yerleştirerek oralara işgalci askerlerin girdiği sırada patlattılar. Bazı yerlerde tünelleri kullanarak işgalci askerleri pusuya düşürdüler. Bu yüzden işgal güçleri ciddi kayıplar verdi. İşgal ordusu resmi açıklamalarında kayıplarının bir kısmını itiraf etti. Ama işgal ordusunun itiraf ettiği kayıpların gerçek kayıplarının onda birine bile tekabül etmediğini kendimizden emin bir şekilde söyleyebiliriz.