İşgalcinin kapsamlı Gazze operasyonu nedir

İşgalcinin kapsamlı Gazze operasyonu nedir

AHMET VAROL

En başta şunu belirtelim ki siyonist işgal rejimi zaten Gazze'de iki yıla yakın bir süredir kapsamlı bir operasyon, saldırı, yıkım, katliam ve soykırım gerçekleştirmektedir. Kısa süren ateşkes döneminde bile ateşkesin şartlarına yeterince riayet etmeyerek kısmen saldırılarına devam etti.

18 Mart 2025 tarihinde ateşkesten tek taraflı çekilmesinden ve müzakereleri sürdürmeyi reddetmesinden sonra yaptığı açıklamada da yine Gazze'ye yönelik saldırıları ve kara operasyonlarını genişleteceği tehdidinde bulunmuştu. Nitekim elindeki tüm kozları kullanmak için bütün baskı yöntem ve araçlarına başvurdu.

2 Mart 2025'ten itibaren, yani ateşkesten tümüyle çekildiğini duyurmasından önce, bütün kapıları insani yardımlara kapattığını ve hiçbir şekilde içeri yardım sokulmasına izin vermeyeceğini duyurdu. Normalde ateşkes döneminde bile içeriye yeterince insani yardım sokulmasına izin verilmiyordu. İçeri sokulabilenler ihtiyacın çok gerisinde kalıyordu. Ateşkes öncesinde ise zaten 2 Mart 2025'te başlatılana benzer bir abluka uygulanıyordu ve özellikle çocuklarda yetersiz beslenmeden kaynaklanan ölüm vakaları başlamıştı. Ne var ki işgal rejiminin 2 Mart'ta sıkı bir abluka uygulamaya başlaması dünya kamuoyunda daha önce böyle bir abluka hiç uygulanmamış, ilk kez bu kadar sıkı bir abluka uygulanıyormuş gibi bir varsayım oluşmasına yol açtı. Bu da zaten kamuoyunu yanıltma amaçlı cambazlık oyunlarından biridir.

İşgal hükümeti Gazze'ye yönelik geniş çaplı kara operasyonu planını zaten uzun süreden beri gündemde tutuyordu. Hatta bu yüzden Netanyahu'nun bizzat kendisinin tayin ettiği Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'le tersleştiği sonra onun da razı olduğu türünden haberler piyasaya sürüldü. Ben o tarihlerde yaptığım yorumlarda bunun bir Ali Cengiz oyunu olabileceğine dikkat çekmiştim.

Tabii, bu türden söylentiler ve haberlerle aynı zamanda hem siyonist toplumu hem de dünya kamuoyunu yanıltma amaçlı taktikler de sergileniyor. Bir yandan, işgal rejiminin şimdiye kadar başvurduğu yıkım ve katliamların normalde yapabileceğinin gerisinde kaldığı kanaati oluşturularak psikolojik tehdit ve yıldırma politikasına başvuruluyor. Bir yandan da mümkün ve muhtemel olana nispeten mevcudun basitleştirilmesi suretiyle işgalci katillerin şimdiye kadar başvurdukları uygulamaların unutturulması, önemsizleştirilmesi hedefleniyor. Oysa işin gerçeğinde işgalci siyonistin Gazze'de şimdiye kadar gerçekleştirdiği katliam, yıkım ve soykırım insanlığın şahit olduğu en çirkef, en iğrenç katliam ve yıkımlardan biridir.

Ayrıca siyonist işgalin kullanabileceği araçların bazılarını devreye sokmadığı, asıl ağır darbe planını ertelediği varsayımı da yanlıştır. Çünkü savaşın uzayıp gitmesinden işgalci katiller de ciddi şekilde olumsuz etkileniyor. Bu yüzden hedeflediklerini gerçekleştirebilmek için mümkün ve muhtemel olan bütün araç ve yöntemlere başvurmuşlardır. Ama buna rağmen Netanyahu ve beraberindeki katiller, tabii bu arada onlarla birlikte bilfiil savaşın içinde yer alan ve ağır yükünü taşıyan ABD, Gazze'ye yönelik soykırım savaşlarıyla amaçladıklarının hiçbirini gerçekleştirememişlerdir.