İşgalci, çocukların okullarına karşı da savaşıyor
AHMET VAROL
Siyonist işgal rejiminin Filistinli çocukları hedef alan vahşi ruhu muhtelif şekillerde kendini gösteriyor.Gazze'deki katliamlarda öldürdüğü ve yaraladığı insanların yaklaşık üçte birini çocuklar oluşturuyor. Bu bölgede aynı zamanda insanların sığındığı çok sayıda okul işgalcilerin saldırılarına hedef oldu. Netanyahu'nun aşırı siyonist ırkçı hükümetinin, Gazze'de saldırıları genişletme planını onaylamasından sonra bölgede özellikle insanların toplu halde bulunduğu yerler hedef alınarak birçok katliam gerçekleştirildi. Hedef alınan yerlerin bazıları okuldu.
Ancak ne yazık ki Gazze'deki okul binalarından ayakta kalabilenler dahi şimdilik okul olarak değil işgalcilerin saldırılarından kaçan kalabalıkların sığınakları olarak kullanılıyor. Soykırım savaşı bölgedeki çocukları iki yıldan beri eğitim öğretim hakkından tamamen mahrum ediyor. Ama Filistin'de bu haktan mahrum bırakılanlar sadece Gazzeli çocuklar değil.
Eğitim, her çocuğun doğuştan sahip olduğu temel bir insan hakkıdır. BMİnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 26. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, eğitim herkes için ücretsiz ve erişilebilir olmalıdır. Ancak ne yazık kiFilistin'debu temel hak sistematik şekilde ihlal edilmekte, çocuklar eğitimden mahrum bırakılmaktadır. İsrail işgal güçlerinin, 8 Mayıs 2025 tarihinde Kudüs'te,BM Yakın Doğudaki Filistinli Mültecilere Yardımve Bayındırlık Ajansı'na (UNRWA)bağlı 6 okulu kapatması ve yüzlerce öğrenciyieğitimdenmahrum etmesiişgal rejiminin Filistinli çocukların eğitim öğretim haklarına yönelik insanlık dışı savaşının yeni bir örneğini teşkil ediyor.
İşgal güçlerinin, Doğu Kudüsteki bu okulları baskınla boşaltması, öğrenciler ile öğretmenleri zorla tahliye etmesi, sadece bir eğitim kurumu kapatma eylemi değil, aynı zamanda uluslararası hukukun ihlalidir. UNRWA, bu müdahalenin, Birleşmiş Milletler'e tanınan ayrıcalıkların ve dokunulmazlıkların açık bir ihlali olduğunu belirtmiş; Filistin'in Kudüs Valiliğide bunun Filistin toplumunun eğitim hakkına yönelik sistematik bir saldırı olduğunu vurgulamıştır.
Eğitim, sadece bireylere okuma yazma öğretmekle sınırlı bir süreç değildir; bireylerin özgüven kazanması, topluma aktif ve üretken bireyler olarak katılması, kimlik ve aidiyet bilinci geliştirmesi için de vazgeçilmezdir. Çocukları eğitimden mahrum bırakmak, sadece onların bireysel geleceklerini değil, toplumun geleceğini de tehdit eder. Çünkü eğitim, bilginin, kültürün ve toplumsal değerlerin aktarılmasının temel aracıdır.
Kudüs'te yaşananlar, Filistinli çocukların sistematik şekilde maruz kaldığı ayrımcılığın bir yansımasıdır. Okulların kapatılması, yalnızca 800 çocuğun sınıflarından uzaklaştırılması anlamına gelmiyor; aynı zamanda bir toplumun hafızasının, kimliğinin ve geleceğinin hedef alınması anlamına geliyor. Eğitim kurumlarının kapatılması, bilinci tahrif etmeye, ulusal kimliği zayıflatmaya yönelik bir girişimdir. Bu tür uygulamalar, zorla göç ettirme ve etnik temizlik politikalarının bir parçası olarak değerlendirilebilir.