İkinci Kudüs fatihi Selahaddini Eyyubi

4 Mart, Kudüs'ü haçlı işgalinden kurtararak buranın Hz. Ömer (r.a.)'den sonra ikinci fatihi olan Salahaddini Eyyubi'nin vefatının yıl dönümüdür. O, 4 Mart 1193'te Şam'da vefat etti. Salahaddini Eyyubi, tarihe ismini yazdırmış önemli komutanlardan ve sultanlardan biridir. Onun hayatı, yöneticiliği ve komutanlığı hakkında kısa bir makalede yeterince bilgi vermek mümkün değildir. Bu yüzden biz, onu vefat yıl dönümü vesilesiyle anarken, ismiyle özdeşleşen Kudüs fethi, Filistin topraklarını haçlı işgalinden kurtarması üzerinde durmakla yetineceğiz. Salahaddini Eyyubi'nin Kudüs'ün fethini kendine ideal edinmesinin en önemli etkeni bu kutsal beldenin işgal altında olmasını kabullenmemesi, normal karşılamaması böyle bir şeyi hem kendisi hem de tüm dünya Müslümanları açısından bir ayıp olarak görmesiydi. Eğer ki Kudüs üzerindeki haçlı hakimiyetini kabullenseydi ve normal bir olay olarak algılasaydı, Kudüs'ü işgalden kurtarma ve yeniden İslamî kimliğine kavuşturma gibi bir ideali de olmayacak, var olan duruma göre siyaset belirleyecekti. Belki bu duruma kendisinin sebep olmadığını düşünerek kendini mazur da görebilirdi. Ama ona göre var olan durum normal olan değil anormal olan durumdu. Normal olan ise Kudüs'ün kendi kimliğine yani İslamî kimliğine kavuşturulmasıydı. Dolayısıyla onu bu kimliğine kavuşturmak için mücadele etmek gerekiyordu. Aynı zamanda Kudüs'ün işgal altında olmasını tüm Müslümanlar için bir ayıp olarak görüyor ve İslam ümmetinin bu ayıptan kurtarılması gerektiğine inanıyordu. Bu husus bugün için de geçerlidir. Bugün Kudüs'ün siyonist işgal altında olmasını normal bir durum olarak kabullenenler onun özgürlüğü için mücadele etmeyi de gerekli görmüyorlar. Ama bunun normal olmadığına ve Kudüs'ün işgal altında olmasının da tüm Müslümanlar açısından bir ayıp olduğuna inananlar onun özgürlüğü için mutlaka bir şeyler