Eli kanlı canavarı kırmızı halıyla karşılamak!
Eli kanlı canavarı kırmızı halıyla karşılamak!
AHMET VAROL
Siyonist vahşetin iyice azgınlaştığı, sağlık merkezlerini, hastaneleri vurduğu, insanları aç ve susuz bırakarak kıtlığa sebep olmak suretiyle kendi öz yurtlarını terk etmeye zorladığı, kısacası biraz olsun insan vicdanına sahip bir kimsenin asla onay veremeyeceği korkunç zulümler gerçekleştirdiği bir dönemde Macaristan bu vahşetin baş sorumlusunu ülkesinde "ağırladı".
Medya organları, yorumcular ve muhtelif insan hakları kuruluşları ziyaretin daha çok Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) kararıyla ilgili boyutunu gündeme getirdi. UCM'nin bu adamın bir savaş suçlusu olarak yakalanması gerektiğine dair bir kararının olmasına rağmen Macaristan'ın karara uymadığına, dolayısıyla UCM'nin kararlarının uluslararası alanda bir karşılık bulmadığına dikkat çektiler.
Elbette bunun da konuşulması ve çağdaş emperyalizmin sözde uluslararası yargı mekanizmasının sadece bir göz boyamadan ibaret olduğu, adaleti ve hukuku icra etme gibi bir gayesinin olmadığı gerçeğinin artık görülmesi gerekiyor.
Bu gerçeği biz daha önce muhtelif yazılarımızda dile getirmiş ve bilhassa siyonist işgal aleyhine gerek BM'nin gerekse ona bağlı kurumların aldığı kararların tümünün kâğıt üstünde kaldığını, hiçbirinin uygulamaya geçirilmediğini vurgulamıştık. Bunun sebebi ise tabii ki küresel emperyalizmin siyonist katilleri himaye etmesi ve onlara hiçbir baskı uygulamamasıdır. Ama ne yazık ki işte bu emperyalizm bugün "uluslararası toplum" sıfatıyla dünyaya hükmeden güç olarak sahadaki yerini koruyor. O yüzden "uluslararası yargı" da adaleti ve hukuku değil gücü temsil etmektedir. Bu kurumların yargılamada esas aldığı iddia edilen bir "uluslararası hukuk" bulunduğu, bu hukukta esas alınması gereken birtakım uluslararası anlaşmalar ve tezkireler olduğu iddiası tamamen yanıltma ve göz boyamadan ibarettir. En başta uluslararası hukuku uygulamaktan sorumlu tutulan kurumlar yargılama sürecinde, söz konusu anlaşmaları ve tezkireleri yorumlama konusunda sürekli çifte standartçı ve sahtekar bir tutum sergilemişlerdir. Kayırdıkları kişilerin ve ülkelerin suçlarını çoğu zaman gizlemek ya da ilgili hükümleri kasten çarpıtmak suretiyle onların lehine karar vermiş, mahkum edilmelerini engellemişlerdir. Siyonist katillerin Gazze'de gerçekleştirdikleri soykırım ve işledikleri savaş suçları gibi mızrağın çuvala sığmaması sebebiyle aleyhte karar vermek zorunda kalmaları durumunda ise bu kararların uygulanması yönünde hiçbir müşahhas girişimde bulunmamışlardır.
Ancak eli kanlı siyonist canavar Netanyahu'nun Macaristan ziyaretiyle ilgili tek mesele, onun bu ziyareti esnasında hakkındaki UCM kararının uygulanmamasından ibaret değildir. Böyle bir canavarın ağırlanması, taziz edilmesi ve kendisiyle üst düzey görüşmeler yapılması bile insanlık adına utanç verici, tiksindirici bir davranıştır.