Bereketin felakete dönüşmesi

Bereketin felakete dönüşmesi

AHMET VAROL

Yağmur bilindiği üzere bereket olarak tanımlanır. Çünkü su canlıların tümüne hayat verir. Ama gerek çevre düzeninin bozulması ve gerekse insanların korumasız bir şekilde ortada bırakılmasına neden olan yıkımlar, saldırılar, tehcirler ve daha başka zulüm uygulamaları yağmurun getirdiği bereketin felakete dönüşmesine neden olabilmektedir.

Yüzde %95'i tamamen veya kullanılamayacak derecede yıkılmış olan Gazze'de de son haftalarda yağmur ve yağmurun sebep olduğu seller, su birikintileri, çamur yığınları bereketin felakete dönüşmesine neden oluyor.

Siyonist katiller her ne kadar ateşkesi kabul etmiş olsalar da şartlarına gereği gibi riayet etmeyerek saldırılarını zaman zaman sürdürüyorlar. Fakat bundan daha kötüsü insani yardımların içeri girmesini engelleyerek insanları büyük bir yıkım sonrasında iyice korunaksız ve biçare bırakmak suretiyle perişan etmeleridir.

Gerçekleştirilen yıkımlar sebebiyle insanların yüzde doksandan fazlası evini ve barınağını kaybetti. Bunlar şimdi çadır kamplarında ya da enkazların arasına gerdikleri birtakım gölgeliklerin altında hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar.

Bu çadırlar ve gölgelikler tabii ki yağmurlara ve yağmurların sebep olduğu sellere, akıntılara, su ve çamur birikintilerine vs. karşı hiçbir koruma sağlamıyor. Çünkü her şeyden önce kullandıkları çadırlar ve gölgelikler üstten akan yağmurlara ve soğuğa karşı yeterince korunaklı değil. Altları ise toprak ve enkaz yığınından oluşuyor. Akan sular, altlarının sularla ve çamurlarla dolmasına neden oluyor.

Böyle bir sıkıntının yaşanması, iki yıl süren soykırım savaşında gerçekleştirilen yıkımın sebep olduğu bir emrivakiden kaynaklanmıyor sadece. Aynı zamanda işgalci siyonist rejimin bu insanlar için biraz daha korunaklı barınaklar oluşturulmasına imkan sağlayacak malzemelerin içeri sokulmasını engelleyen insanlık dışı ablukayı sürdürüyor olmasından ileri geliyor.

Örneğin şimdiye kadar içeriye, soğuğa karşı daha korumalı ve yerle teması kesen konteynerler ya da prefabrike ev malzemeleri sokulmasına izin verilmiş olsaydı bu insanların yağmurlar ve seller karşısında daha korunaklı barınaklara alınması mümkün olabilecekti.

İşgal rejimi ateşkesin şartlarına şimdiye kadar uymamış olsa bile şu yağmurların sebep olduğu felaket karşısında çaresiz durumda olan insanların korunaklı barınaklara kavuşturulması için içeriye konteyner ve prefabrike ev malzemeleri sokulmasına izin verse yine bu insanlar için kış şartlarında en azından kademeli bir şekilde iyileşme sağlanabilir.

"Bölgedeki evlerin %90'dan fazlasını tamamen veya kullanılamayacak derecede yıkan siyonist katillerden bugün evsiz bıraktığı insanlara merhamet etmesini mi bekleyeceğiz" şeklinde bir soru aklınıza gelebilir. Haklısınız. Ama başta BM olmak üzere bugün küresel sistemi temsil eden uluslararası kuruluşların, onlara yön veren devletlerin baskı yapması durumunda işgalci siyonistlerin ablukayı sürdürmekte ısrarlı olması mümkün değildir. Siyonistlerin bu derece vahşi ve katı olabilmeleri ne yazık ki mevcut küresel sistemden aldığı destek sayesinde olmaktadır.