Söz verdiğimiz üzere okuyucularımızın gündeme getirilmesini istediği konulara yer vererek seslerini duyurmaya çalışacağız. Ümit ederiz ki okuyucularımıza faydalı oluruz.ISINAVSIZ IŞE GIREN IŞÇILERIN ALDIĞI MAAŞ ÇALIŞMA BARIŞINI BOZUYOROkuyucularımız; "Sınavsız işe giren 4-D işçilerinin aynı ortamda çalışan memuru ücrette ezmesi kamuda çalışma barışını bozmaktadır." "4-D işçi yemek ikramiye yol yardımı dahil bir çok haktan nakdi olarak faydalanırken memur bu haklardan hiçbirini alamamakta asli işi yapan mevzuatlarla boğuşan memur işçiden daha düşük ücrete çalışmaktadır eşitlik nerede" ifadelerini kullanarak yaşadıkları sıkıntıyı gündeme getiriyor.Kamuda taşeron işçiler olarak bilinen işçilerin KHK ile kadroya geçirilmesi sonrasında yapılan toplu sözleşme ile memurlar ve işçiler arasındaki makas işçiler lehine değişmiştir. Bir tarafta birçok eğitim ve sınavdan geçerek memur olarak atananlar diğer tarafta ise hiçbir sınava tabi olmadan kanunla işçi olanlar. Günün sonunda ise memurun daha düşük maaş, daha düşük emekli maaşı ve fazla mesai ücreti alması ister istemez çalışma barışını bozmaktadır.Gönül ister ki çalışanlarımızın tamamı çok yüksek ücretler alsın ve kimseye muhtaç olmadan hayatını idame ettirsin. Gönül bunu isterken ortaya çıkan ücret dengesizliği ise çözüm üretilmesi gereken bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Daha düşük eğitimli bir işçinin birçok sınavdan geçerek memur olarak atananlardan daha fazla ücret almasını izah etmemiz mümkün değildir.Bütün bunların temelinde ise yıllardır üzerinde durduğumuz Kamu Personel İstihdam Stratejisinin olmaması yatmaktadır. Öyle ki bugün için çözüm olarak üretilen bir düzenleme kısa bir süre sonra büyük bir problem olarak karşımıza çıkabilmektedir. Nitekim kamu kurumlarının temizlik vb. işlerinin taşeron işçilere gördürülmesi stratejisi ilerleyen süreçte kamuya sınavsız işe alınan binlerce kadrolu işçiye dönüştü. Bu durum ise aynı işi yapan üç farklı statülü personeli ortaya çıkardı.IMEMURLARIN 3600 EK GÖSTERGE SORUNU ÇÖZÜM BEKLIYORBir okuyucumuz; "Memurların 3600 ek gösterge konusunda nasıl bir adaletsizlik var lütfen araştırıp bakar mısınız birinci dereceye ek gösterge için kimler ve tüm partiler neler demişler" ifadesini kullanarak 3600 ek gösterge sorununun nasıl bir çıkmaza girdiğini belirtmiştir.3600 ek gösterge düzenlemesine ilişkin ilk günden itibaren nasıl bir yaklaşım sergilediğim yazılarıma bakılınca anlaşılacaktır. Nitekim ilk günden itibaren böyle bir düzenlemenin sistemi çıkmaza sokacağını, bütçeye büyük bir yük getireceğini, personeller arasında dengesizlik oluşturacağını, 5434 sayılı Kanuna tabi olanlarla 5510 sayılı Kanuna tabi olanlar arasında büyük bir dengesizlik oluşturacağını vb. birçok hususu örneklerle açıklamıştım.Gelinen noktada kazanılmış hak aylıkları 1. dereceye yükselen memurlara 3600 ek gösterge verileceği yönündeki taahhütler de üzerine eklenince ortaya nur topu gibi büyük bir sorun çıkmıştır.Bu konuda en büyük mağduriyet ise başka mühendisler olmak üzere teknik personele yaşatılmıştır. Ortaya ciddi bir adaletsizlik çıkmış mıdır El cevap çıkmıştır. Bir düzenleme yaparken önüne sonuna bakılmadan günü kurtarmaya çalışılınca ortaya böyle krizler çıkmaktadır.Haklı olarak kazanılmış hak aylık dereceleri 1 olan memurlar verilen 3600 ek gösterge sözünün tutulmasını istiyor. Şimdi ise kimsenin gündeminde böyle bir düzenleme yok. Zira olamaz da. Çünkü böyle bir düzenlemenin önceki düzenlemeleri işlevsiz bırakacağı ve sosyal güvenlik sistemini daha fazla sıkıntıya sokacağı çok açık bir şekilde görülüyor. Önceki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Vedat Bilgin pratik bir şekilde sorunu çözerek görevi huzur içinde kendinden sonraki bakanımıza devretti. Üstüne üstlük kazanılmış hak aylık dereceleri 1 olan memurlara verilen 3600 ek gösterge sözü de bonus olarak devredildi.Şimdi soralım hangi sorun çözülmüş oldu Ya da çözülen her sorun daha büyük bir sorun olarak sepete konuldu mu konulmadı mı Cevabı okuyucularımıza bırakalım.Hele hele bürokratların abarttığı gibi çok yüksek maliyeti olmadığı iddia edilerek büyük bir heyecanla çözüldüğü iddia edilen EYT'nin faturası altında ezilen milyonlarca vatandaş inim inim inliyor. Şimdi oturup hep birlikte yıllık maliyeti 724 milyar olarak açıklanan EYT için bu rakamlara neler yapılacağını hesaplayıp duralım. Ama çok geç, bu maliyet yıllarca vergilerimizle ödenecek ve canımızı acıtacak. Hem de genç yaşta
SGK'nın faaliyet raporu acı gerçekleri ortaya çıkardı
01-04-2024 