Öğretmen alımındaki sözlümülakat sınavı acilen masaya yatırılmalıdır

Sözleşmeli öğretmenliğe atanmada uygulanan sözlü sınav öğretmen adaylarını tedirgin etmeye devam ediyor. Acaba şu an sözlü sınavlarda istenen başarı yakalandı mı ya da amaca ulaşılabildi mi ya da sözlü sınavdan önce başka hangi süreçlerden geçirilmesi gerektiğini izaha çalışacağız. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından gündeme getirilen samimi çabalar da sözlü sınavın üzerinde ciddi çaba gösterilmesini gerekli kılıyor.Öğretmen alımında sözlü sınavın kaldırılması teklifi ne kadar gerçekçiMemur-Sen tarafından hazırlanan bir Raporda mülakatsözlü sınav uygulamasının kaldırılması önerilmektedir. Raporda bu konuyla ilgili şu ifadelere yer verilmiştir; "Mülakatsözlü sınav uygulaması, atanacak öğretmen adaylarına yaşattığı olumsuzluklar yanında atama ve yer değiştirme sürecinin işleyişini de bozmaktadır. Yeni atanan öğretmenler mülakat adı altında yaklaşık üç ay süren bir sürecin sonunda, ancak eğitim-öğretim yılının ikinci döneminde ve eğitim öğretim sürerken öğrencileriyle buluşabilmektedirler. Hâlbuki yılda ortalama 40 bin öğretmenin ilk atamasını yapan Millî Eğitim Bakanlığı, iyi tasarlanmış bir atama sürecini ortalama iki haftada tamamlayabilecek kapasite ve birikime sahiptir. Bu itibarla amaca hizmet etmediği gibi bir taraftan sosyal maliyet üreten diğer taraftan eğitimi olumsuz etkileyecek şekilde atama ve yer değiştirme sürecini sekteye uğratan mülakatla öğretmen atama uygulamasına son verilmelidir."Bize göre rapordaki tespitler oldukça önemli ancak bu tespitler öğretmenler için uygulanan sözlünün ortadan kaldırılmasını gerektirmemektedir. Dolayısıyla sözlü sınavın kaldırılması gerçekçi değildir. Önemli olan husus şeffaflığın merkeze alınarak adalet duygusunun zedelenmesine sebep olan uygulamaların ortadan kaldırılmasıdır. Bunu sağlamanın yolu da 20 bin öğretmen alımında sözlü sınava en fazla 20 bin 100 adayın alınmasıdır.Diğer yandan, hiçbir özel sektör kuruluşu dahi sadece yüksek puan aldı diye veya iyi okullardan mezun oldu diye doğrudan personel almaz. Özel sektör, istihdam edeceği personeli birçok yazılı ve sözlü sınavdan ve testten geçirmektedir. Ayrıca özel sektörde dahi dört aylık deneme süresi vardır ve bu sürenin sonunda personelle çalışıp çalışılmayacağına karar verilmektedirler. Dolayısıyla sözlü tek başına adam kayırma değildir. Ancak, aday seçiminin vicdanları zedelememesi gerekmektedir.Bu nedenle sözlü olmalı ve sınavla öğretmen olacaklardan ziyade öğretmen olamayacaklar belirlenmelidir. Öğretmen olabİlİr sertİfİkası sözlü sınava gİrme şartı halİne getİrİlmelİdİrSözleşmeli öğretmen istihdamına ilişkin usul ve esaslara göre KPSS sonucunda her alan için oluşan puan sıralamasına göre en yüksek puan alandan başlamak üzere, alanlar için belirlenen kontenjan sayısının üç katı aday sözlü sınava çağrılmaktadır. 20 bin öğretmen alımı için sözlü sınava 60 bin öğretmen adayı çağrılmaktadır ki bu rakam oldukça yüksektir. Daha önce de belirtmiş olduğumuz üzere, kariyer mesleklerinin hepsinde sözlü sınav vardır. Ancak, alınan kariyer meslek mensubunun sayısı oldukça düşüktür. Öğretmen alımıyla kıyas dahi yapılamayacak kadar az sayıdadır.20 bin öğretmen alımı için 40 bin adayın başarısız olması gibi bir sonucun göze alınması üzerinde çok ciddi kafa yorulması gerekmektedir. Böyle bir sonucun ister istemez siyasi bir sonucu olacaktır. Özellikle de adayların referans yarışına göre sonuca yaklaştığı algısı baskın çıkarsa bunun siyasi maliyetinin oldukça yüksek olacağını düşünüyoruz. Hele hele de yüksek puan alanların geçerli bir neden olmaksızın elenmesi öfke patlaması oluşturacaktır.Bize göre öncelikle ve acilen sözlü sınava gireceklerin sayısının düşürülmesi gerekmektedir 652 sayılı KHK'de üç katına kadar adayın (üç kat zorunlu değildir) sözlü sınava çağrılmasından bahsedilmektedir. Yönetmelikte ise kontenjan sayısının üç katı adayın sözlü sınava çağrılmasını zorunlu tutmaktadır. Bu nedenle sadece Yönetmelikte değişiklik yapılarak sorun çözülebilir.Bu bağlamda, sözlü sınavdan elenen kişiler sadece hiçbir şekilde öğretmen olamayacak kişiler olmalıdır ve bir daha da sözlü sınava alınmamalıdır. Terör örgütü mensubu olup olmadığının araştırılması ise emniyet birimlerinin görevidir. Aksi takdirde iş cadı avına dönecektir.Yine bize göre olması gereken ideal sistem ise Eğitim Fakültesi mezunu olmanın tek başına öğretmen olmaya yetmeyeceği bilinerek öğretmen olabileceklerin daha sözlü aşamasına gelmeden çok ciddi testlerden geçirilerek öğretmen olabilir sertifikasının verilmesidir. Bu sertifikanın verilmesinin sıkı kurallara bağlanması ise oldukça önemlidir. Sözlü sınavda torpİl algısının ortadan kaldırılması gerekmektedirSözlü sınav denilince akla hemen kayırmacılık geldiğinden ciddi bir tedirginlik oluşmaktadır. Ancak, kariyer meslek olarak tanımladığımız 657 sayılı Kanun'un 36A-11'inci maddesinde sayılan uzman yardımcıları, müfettiş yardımcıları, meslek memurları, kaymakamlar vb. mesleklerin tamamında sözlü sınav vardır ve bunun kaldırılmasına yönelik bir çaba da söz konusu değildir. Hal böyle iken geleceğimiz olan çocuklarımızı şekillendiren öğretmenlerin de seçilmesinde bilimsel süzgeçten geçmiş katı kurallar getirilmesi gerekmektedir.Maalesef öğretmen seçiminde çarşı ve mahalle bekçisi, emniyet personeli, hakim, savcı veya kaymakam seçimi kadar dikkatli davranılmıyor. Halbuki emniyet mensupları bugünümüzün, öğretmenler ise geleceğimizin güvenliğini sağlıyor. Hele hele zaman zaman basına yansıyan taciz olayları öğretmen seçiminde çok daha dikkatli olunmasını zorunlu kılmaktadır. Sözlünün yanında öfke kontrolü dahil birçok testten geçirilmesi gerekmektedir. Yine komisyonda psikoloğundan, sosyoloğuna kadar birçok uzmanın bulunması gerekmektedir.Öğretmenler hangi konulardan sözlü sınava tabi tutulmaktadırSözleşmeli öğretmen istihdamına ilişkin usul ve esaslar, 3 Ağustos 2016 tarihli ve 29790 sayılı