Sıklıkla kamu görevlerinin emanet olduğunu ve hiç beklenmedik anlarda bu görevlerden kalkmak zorunda olunacağını yazıp duruyorum. Herkesin bir gün öleceğini bilmesine rağmen hiç ölmeyecekmiş gibi hareket etmesi örneğinde olduğu gibi kamu görevlileri de bir gün görevlerine ayrılacağını bilmesine rağmen hiç ayrılmayacakmış gibi davranabilmektedir.
İBB'de pantolon hiç beklenmedik bir anda yırtıldı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, "İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü"ne yönelik soruşturma kapsamında hazırlanan iddianame nihayet tamamlandı. Bir kesim, İddianamede hiçbir şey yokmuşçasına hareket ediyor ve adeta hiç acımadı ki diyen çocuk misali işin gırgırında. Ancak işin farkında olan aklı başındaki her kesimden birçok kişi iddianamenin boş olmadığını anlıyor ve ona göre yazıp çiziyor. Hatta İddianamenin yapay zeka kullanılarak hazırlandığını belirtenler dahi bulunuyor. Bu nedenle algının bir süre sonra olguya çarpacağı ve ümitlerin yerle bir olacağı unutulmamalıdır. Kaldı ki İddianamenin arkasının geleceği ve başka iddianamelerin da hazırlanacağı biliniyor.
Nitekim tutuklamaların arkasından devam eden eylemler sona erdi ve bu eylemlerde canı yananlar canlarının yandığıyla kaldılar. Olayın siyasi olmadığı gibi bir de mızrak ve çuval gerçeği görülmeye başlandı. Eylemlerde okullarından olan gençler belki işin farkına vardı ama artık çok geç. Nihayetinde onlara bozuk bir sicil ve her gittikleri yerde kendilerini takip edecek bir kayıt kaldı.
İşin bir de rekabet ve parti boyutu var. Her parti nihayetinde küçüklü büyüklü belirli çıkarlar üzerine kurulmuştur. Partililerden Allah rızası için hareket edenler olsa da Allah rızası için kurulan partiler yoktur. Böyle olunca da her partide de irili ufaklı çıkar grupları ve acımasız bir rekabet vardır. Bu gerçeğin bir kenara yazılmasında fayda var.
İşte İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan İddianame Ekrem İmamoğlu ve ekibinin hiç beklemedikleri bir anda pantolonlarının yırtıldığını ortaya çıkardı. Seçilmenin her şeyi yapmayı meşrulaştıracağı zannına kapılanlar acı gerçeklerle karşılaştılar. Demek ki ağızlardan düşürülmeyen güçler ayrılığı ilkesi böyle bir şeymiş. Küçük veya büyük bütün kamu görevlileri güçler ayrılığı ilkesinin soğuk yüzü ile karşılaşacaklarını bilerek ona göre hareket etmelidir. Hiyerarşik kademedeki her kamu görevlisi savcı ve hakim karşısında sıradanlaştıklarının farkına varacağını bilmelidir. Bu savcı ve hakimlerin dokunulmaz oldukları anlamına gelmemelidir. Nitekim onlarda kamu görevlisi olarak çizilen alanda görev yapmak zorunda olduklarını bilmelidirler.
İddianame sağdan bakınca farklı soldan bakınca farklı görülüyor
Kişisel gelişim eğitimlerinde veya psikolojik testlerde gösterilen bazı resimler vardır. Bu resimleri her gören ufkuna veya hayal gücüne göre farklı anlamlar çıkarabilir. Öyle bir hal alır ki işin sonunda konu eğlenceli bir noktaya varır.
Bu resim hikayesinde olduğu gibi İddianameye sağdan bakanlar, soldan bakanlar ve ortadan bakanlar farklı şeyler gördüğünü belirtmektedir. Ama hepsinin de görmezden gelemediği acı gerçekler zaman ilerledikçe ortaya çıkmaya başlıyor. Şuan işin öznesi durumunda olanlar hasar tespiti aşamasındalar. İşin bir de tamir ve masraf kısmı ile kasko kapsamına girip girmediği gerçeği var. Daha o aşamaya gelinemediği anlaşılıyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e bakılırsa hala işin boş veya bomboş kısmında. Keşke mesleğine hürmeten biraz itidalli hareket ederek temkinli davransa daha isabetli olacaktır. Çünkü mesleği gereği hukuk onun en az anladığı alan. Aksi takdirde çoban hikayesinin öznesine dönecek ve hiç kimse inanmaz hale gelecektir.
Diğer yandan ceza hukuku öyle hayal aleminde gezmez ve somut olay üzerinden hareket eder. Faraziyeler üzerinden ceza verilmeyeceği bilinen bir gerçektir. Her olay kendi içinde değerlendirilir. Mahkemelerde başkaları da yaptı onlara hiçbir şey yapılmadı mazeretinin ise pek bir alıcısı yoktur. Dava konusu dışındaki her açıklama Mahkemece zaman kaybı olarak algılanır ve dikkate alınmaz. İşlenen fiilde suç unsuru var mı yok mu ona bakılır ve ona göre karar verilir.
Zaman ilerledikçe ve ortalık aydınlanmaya başladıkça gerçeklerin birer birer ortaya çıkacağından kimsenin endişesi olmasın. Hele bir de düşenin tekrar kalkamayacağı anlaşılırsa gelen basar giden basar. O da yapmasaydı nakaratı söylenmeye başlar. Şimdiden İmamoğlu da yenilir yutulur şeyler yapmamış, zaten o CHP'ye sonradan geldi, müteahhit kafalıydı olacağı buydu diyenler yavaş yavaş çoğalmaya başladı.

17