Kamu personelinin sorunlarını sürekli olarak gündeme getiriyoruz. Bu yazımızda kademeli emeklilik, mülakat, disiplin affı, YHS personelinin sorunları ve 3600 ek gösterge gibi basına yansıyan sorunlarından bazılarını açıklamaya çalışacağız.
KADEMELİ EMEKLİLİK TALEBİ
Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) hakkında neler yazdığım bilinmektedir. Bu düzenlemenin başka sorunlara yol açacağını ve insanlarda adaletsizlik algısı oluşturacağını belirtmiştim.
Nitekim bu köşede; "01.08.1999 tarihinde ilk defa 18 yaşında sigortalı olan kişi EYT'liler için düzenleme yapılmaz ise bunlar 58 yaşında emekli olacakken düzenleme ile hemen emekli olabilecektir. Yani düzenleme yapıldığında 25 yılını 2024 tarihinde tamamlayacak ve 43 yaşında emekli olacaktır. Bu da 15 yıl erken emekli olunacak demektir.
Ancak, 01.09.1999 ilk defa sigortalı olan erkek sigortalı düzenleme yapılır ise 43 yaşında, ilk defa 01.10.1999 tarihinde sigortalı olan aynı kişi 60 yaşında emekli olacak. Bu gruba giren sigortalı sayısı da oldukça yüksektir. Özetle EYT'liler, yapılan düzenleme ile bitmez aksine başka mağdurlar ortaya çıkacağı için sürekli olarak çoğalırlar.
Birilerinin saçma sapan söylemlerle şuna kaynak bulunuyor da EYT'liler için neden kaynak bulunamıyor söylemleri hiçbir değer taşımayan hamasi söylemlerdir. Emekli maaşı sosyal yardım değildir ve vatandaşın vergileriyle karşılanmamalıdır." ifadelerini kullanmıştım.
Gelinen noktada dediklerim maalesef çıktı ve çalışanlar kademeli emeklilik talebinde bulunmaya başladı. Ancak böyle bir düzenlemenin sosyal güvenlik sistemini batıracağını belirtelim.
MÜLAKAT MAĞDURU ÖĞRETMENLERE EK ATAMA TALEBİ
Öğretmenlere uygulanan mülakat sisteminin yanlışlığını uzun süre anlattım ve amacın öğretmen olarak atanacaklardan ziyade öğretmen olarak atanamayacakların tespit edilmesi olduğunu belirtmiştim. MEB tarafından uygulanan mülakat yöntemi günün sonunda birçok sorunu ortaya çıkardı. Mağduriyet yaşayan yüksek puanlı adaylar konuyu yargıya taşımıştı.
MEMURLARIN DİSİPLİN AFFI TALEBi
Daha önceki yazılarımızda da ifade ettiğimiz üzere Disiplin affı 2006 yılında 5525 sayılı Kanun'la yürürlüğe girmişti. Bakan Işıkhan tarafından yapılan açıklamaya göre kısa sürede disiplin affının çıkarılacağı anlaşılmaktadır. Bakan bu konuyla ilgili olarak "Belirli şartlarda disiplin affı çalışması yapacağız" ifadesini kullanmıştı.
Son disiplin affının 2006 yılında yapıldığı düşünüldüğünde 19 yıldır disiplin affı çıkarılmadığı anlaşılmaktadır. Bundan önceki disiplin affı ise 1999 yılında 4455 sayılı Kanun'la yapılmıştı. Bu nedenle bütçeye herhangi bir mali yük getirmeyen disiplin affına ilişkin düzenlemenin kısa sürede Meclis'e gelmesinin faydalı olacağını düşünüyoruz. Zaten af kelimesi duyulduğunda beklenti satın alınır ve süreç ister istemez hızlanır. Kaldı ki bu Ülkede bir FETÖ gerçeği yaşandı ve birçok kişi haksız yere disiplin cezası aldı. Elbette her ceza alanın aynı kapsamda olduğunu iddia etmiyoruz ama FETÖ gerçeğinin de göz ardı edilmemesi gerekiyor.
Daha önce Bakan Işıkhan tarafından şu ifadeler kullanılmıştı: "Sadece mali haklar değil, sosyal haklara ilişkin çok sayıda teklif maddesi bulunmaktadır. Bugün müzakerelerle geldiğimiz nokta üzerinde uzlaşacağımız çok sayıda maddemiz bulunduğunu göstermektedir. Birinci dereceye ulaşan tüm kamu görevlilere 3600 ek gösterge için yetkili konfederasyonla birlikte çalışma yapacağız. Belirli şartlarda disiplin affı çalışması yapacağız. Görevde yükselme sınavlarının belli süre ve düzenli aralıklarla yapılması için çalışmaları sürdüreceğiz. Hac izni verilmesi konusu, TOKİ konutlarında evi olmayanlara öncelik verilmesi konusunda paydaşlarımızla yakın istişare içinde bulunacağız."
Ortada resmi taahhütler de yer aldığına göre disiplin affına ilişkin düzenlemenin biran önce çıkarılmasında fayda olduğunu düşünüyoruz. Kaldı ki bu ülkede birçok mahkum ceza kanunlarında yapılan düzenlemeler neticesinde dışarı çıktı. Disiplin affının bütçeye getireceği bir yük olmamasının da işi kolaylaştıracağını düşünüyoruz. Yetkili kişilerin verdiği sözler gecikince ister istemez tepki oluşmaktadır. Bu nedenle disiplin affının çok fazla sürüncemede bırakılmadan biran önce hayata geçirilmesi faydalı olacaktır. Unutulmamalıdır ki zaman ilerledikçe yıpranma daha da artacaktır.
YHS ÇALIŞANLARININ YASAL HAKLARINA KAVUŞMASINA İLİŞKİN TALEP
Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan personelin sorunlarını daha önce gündeme getirmiştim. Şu an kamu kurum ve kuruluşlarında aynı işi hem işçiler, hem taşeron işçi iken kadroya geçirilenler, hem YHS personeli, hem de sözleşmeli destek personeli yapmaktadır. İster istemez bu personeller arasında problemler çıktığına da şahit olunmaktadır. Aynı işi yapıp da farklı statülerde olan ve farklı ücret alan personeller arasında sorun çıkmaması mümkün değildir.