Bölge idare mahkemesi tarafından verilen bir kararın düşündürdükleri

Mahkemeler memurların sığınacakları son merciler olup, buralarda verilen yanlış kararlar memurlar açısından çok büyük zararlar oluşturabilmektedir. Yargılamanın uzun sürmesi de dikkate alındığında yanlış kararların çok uzun zaman sonrasında düzeltilmesinin pek bir anlamı da olmayacaktır. Bu yazımızda Ankara Bölge İdare Mahkemesince daire başkanlarına ilişkin verilen bir kararı analiz etmeye çalışacağız.


MAHKEMENİN ANLAMAKTA ZORLANDIĞI BAKANLIK DAİRE BAŞKANLARI

Eski bir bürokratla çalışma hayatına ilişkin görüş alışverişinde bulunurken yargısal bir konu gündeme geldi. Bir yakınının daire başkanlığından alınarak araştırmacı yapıldığını, ilk derece mahkemesinde davanın reddedildiğini sonrasında da karara yapılan itiraz üzerine bölge idare mahkemesince bozulduğunu ancak yakınının göreve başlatılmadığını ve dosyanın hâlâ Danıştay'da olduğunu belirtince doğrusu şaşırdım.

Böyle bir durum olamayacağını belirterek mahkeme kararlarının gönderilmesini istedim. Nihayetinde kararlar gelince mesele anlaşıldı.

Normal şartlar altında Bölge İdare Mahkemelerindeki hakimlerin daha donanımlı olması gerekiyor. Ancak kararı görünce hem şaşırdım hem de yargı adına üzüldüm.

Niçin şaşırdığımı ve üzüldüğümü aşağıda anlatmaya çalışacağım.

Bir bakanlığın merkez teşkilatında yer alan bir genel müdürlükteki daire başkanının bakan onayı ile görevden alınarak araştırmacı olarak atanması neticesinde yapılan işlemi İdare Mahkemesi idareyi haklı bularak reddetmiş ve davacı tarafından konu itiraz yolu ile bölge idare mahkemesine taşınmış.

İşte bu noktada Ankara Bölge İdare Mahkemesince verilen karara şaşırıyoruz. Çünkü Ankara Bölge İdare Mahkemesi davayı 2577 sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunu ile 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun ve 3 Sayılı Üst Kademe Kamu Yöneticileri ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usûllerine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi hükümleri çerçevesinde inceleyerek davanın Danıştay'da görülmesi gerektiğini belirterek bu yönde karar verilmesi nedeniyle itirazı kabul etmiş ve dava şu an Danıştay'da görülüyor.


BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KONUYU YANLIŞ DEĞERLENDİRMİŞ

Kararda; "3 Sayılı Üst Kademe Kamu Yöneticileri ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usûllerine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 'Atama Usulü' başlıklı 2. maddesinde; 3182024 tarih ve 32648 sayılı Resmî Gazete'de yapılan değişiklikle, 'Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine ekli (I) ve (II) sayılı cetvellerde belirtilen kadro, pozisyon ve görevlere, yalnızca Cumhurbaşkanı kararı ile atama yapılır' düzenlemesi getirilmiştir. 31082024 tarihli değişiklikten önce 2 sayılı cetvelde yer alan kadro ve pozisyonlara Cumhurbaşkanının onayı ile atama yapılacağı, ancak söz konusu değişiklik sonrasında Cumhurbaşkanı kararıyla atama yapılacağı düzenlenmiştir. Anılan değişiklik tarihinden önce tesis edilen işlemlerde Cumhurbaşkanı'nın (II) sayılı cetvele tabi olanlara yönelik atama işlemleri konusunda onay makamı (değişiklik öncesi söz konusu atamaların Cumhurbaşkanının onayıyla gerçekleştirileceği düzenlenmiştir.) olduğu; değişiklik tarihinden sonraki atama ve görevden alma işlemlerinin ise doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı tarafından yapılacağı anlaşılmaktadır. Bu haliyle söz konusu değişiklik tarihinden sonra (II) sayılı cetvelde yer alan kadrolara yönelik işlemlerin, esas itibarıyla ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nde belirtildiği üzere, doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı Kararıyla tesis edilmesi gerektiğinden, 31082024 tarihinden sonra tesis edilen işlemler yönünden ise, yukarıda yer verilen 2575 sayılı Kanun hükümleri gereği Danıştay'ın ilk derece mahkemesi olarak bakmakla görevli olduğu uyuşmazlıklar kapsamına girdiği anlaşılmaktadır" ifadelerine yer verilmiştir.

Ayrıca Kararın sonuç kısmında; "Bu durumda; 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesine ek II Sayılı cetvelde 'Bakanlık Daire Başkanları' olarak yer alan ve doğrudan Cumhurbaşkanınca atama yapılacak kadroda yer alan davacı tarafından açılan işbu davada, .Bakanlığı, Genel Müdürlüğü'ne bağlı . Daire Başkanı olarak görev yapan davacının Genel Müdürlüğü'ne 'Araştırmacı' olarak atamasına ilişkin işlemin 31082024 tarihli değişiklik sonrasında tesis edilmesi nedeniyle (10.10.2024) Danıştay'da incelenmesi gerektiği sonucuna varıldığından, davanın görev yönünden reddi ile dosyanın Danıştay'a gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, görevli olmadığı halde uyuşmazlığın esasına yönelik yapılan inceleme sonucunda yürütmenin durdurulması istemi hakkında verilen kararda usul hükümleri açısından hukuki isabet görülmemiştir."