Asgari ücret üzerindeki sert tartışmaların sebepleri

Asgari Ücret tespit Komisyonu ve asgari ücret üzerindeki tartışmalar devam ederken ve işçi sendikaları Komisyona üye göndermezken kamuoyuna yansıyan asgari ücret tahminleri de asgari ücretle çalışanların canını sıkmaya başladı. Ancak asgari ücretin sadece asgari ücretlileri etkilemediğinin de bilinmesi gerekiyor. Bu yazımızda asgari ücret üzerindeki sert tartışmaların sebeplerini açıklamaya çalışacağız.

Asgari ücret tutarlarının etkilediği ödeme kalemleri

Daha önceki birçok yazımda bahsettiğim üzere asgari ücret asgari ücretliler dışında 85 milyon 664 bin 944 kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir. Bu nedenle de tartışmalar çok boyutlu olarak kendini göstermektedir. Bu çerçevede asgari ücretin etkilediği ödemeleri şu şekilde sıralayabiliriz;

1- Asgari ücret evde bakım parası alacakların belirlenmesinde etkilidir.

2- Asgari ücretteki artış sigortalıların borçlanma tutarını arttırmaktadır.

3- Asgari ücret milyonlarca Genel Sağlık Sigortalısının ödeyeceği tutarı arttırmaktadır.

4- Asgari ücret işsizlik sigortası ve sigorta primine esas kazanç tavanını arttırdığından işsizlik ödeneğini arttırmaktadır.

5- Asgari ücret artışı, sigortalılara ödenen rapor parasını arttırmaktadır.

6- Asgari ücret artışı istisna tutulacak yemek parası, çocuk ve aile zammını da arttırmaktadır.

7- Asgari ücret artışı 50 bin 249 muhtarın maaşını arttırmaktadır.

8- Esnaf oda başkanlarının maaşları da asgari ücrete göre belirlenmektedir.

9- Yeraltı maden işçilerine ödenecek tutar asgari ücretin iki katından az olamamaktadır.

10- Asgari ücret intörn maaşlarını da arttırmaktadır.

11- Kısa Çalışma Ödeneği tutarı da asgari ücrete göre belirlenmektedir.

12- Kıdem tazminatı tabanı da asgari ücrete göre belirlenmektedir.

13- Ödenen bazı cezalar asgari ücrete göre belirlenmektedir.

14- Enflasyonla mücadeleyi asgari ücret doğrudan etkilemektedir.

Görüleceği üzere yukarıda başlıklar halinde sırladığımız hususlar asgari ücret artışında yaşanan tartışmanın sebeplerinden bazıları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kalemlerin bazıları kamu harcamalarını arttırırken bazıları da vatandaşın yükünü arttırmaktadır. Bu nedenle yukarıda sıraladığımız hususlar asgari ücretliler dışında doğrudan veya dolaylı olarak 85 milyon 664 bin 944 kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir. Bu nedenle de asgari ücret artışı bir denge üzerinde yürütülmektedir.

Adından da anlaşılacağı üzere işverenler asgari ücretin altında ödeme yapamazken üzerinde ödeme yapabilmektedirler. Ümit ve temennimiz asgari ücretlilerin mutlu olacak bir sonuca ulaşmasıdır. Ancak enflasyonla mücadelenin sıkı bir şekilde sürdürüldüğü bir ortamda mutlu son zor görünüyor.

Bekar ve çocuklu çalışanlar aynı asgari ücreti almaktadır

2025 yılının Aile Yılı olarak ilan edilmesi oldukça önemliydi. Ülke nüfusundaki artış hızı alarm verdiği için alınan karar doğrultusunda bir dizi tedbir açıklandı. Ancak asgari ücretle ilgili de karar alınması gerekirken bu yönde bir adım atılmadığını görüyoruz.

Asgari ücretin brüt tutarı aynı olmakla birlikte ele geçen net ücret tutarı medeni durumdan dolayı asgari ücretliler arasında değişmekteydi. Asgari ücretten gelir ve damga vergisi kaldırıldığı için şimdi evli ve çocuklu asgari ücretli ile bekar asgari ücretli aynı net ücreti alacaktır. Bize göre bu konuda düzenleme yapılması uygun olacaktır. Ancak şuana kadar düzenleme yapılmadı. Asgari ücrette evli ve bekar çalışana göre bir ayrım yapılması gerektiğini düşünüyoruz.

Milletvekili maaşlarında düzenleme zaruri hale gelmiştir

Bu köşeyi takip edenler çift maaş konusunda yazdıklarımı hatırlayacaklardır. Özellikle muhalefet vekillerinin her ağzını açtıklarında asgari ücret ve düşük emekli maaşları konusunda sürekli ahkam kestikleri görülecektir.

Bu kapsamda kamudan alınan birden fazla maaş ile sınavsız atamaları sıklıkla gündeme getirdiğimiz ve eleştirdiğimizi hatırlanacaktır. Maalesef bu konuda ilerleme sağlanamadı.

Muhalefet milletvekilleri de bu konuda iyi bir imtihan veremedi. Muhalefete mensup bir milletvekili sürekli olarak kamuda çift maaş alanların çetelesini tutuyor ve sosyal medya hesabından paylaşıyor. Elbette bu davranışını kınayamayız. Aynı milletvekilinin 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi hakkında tek kelime ettiğini duymadık.

Buna rağmen milletvekilinin yaptığı iş oldukça zahmetli ve bir o kadar da değerlidir. Kamudan hak edilmeden alınan her kuruşun hesabı usulü dairesinde mutlaka sorulmalıdır. Ancak uygulamanın eleştirilip ortada yerli yerinde duran mevzuata yönelik hiçbir eleştiri yapılmaması büyük bir çelişkidir. Zira bu konuda muhalefet partilerinden Meclise sunulan kanun teklifine de şahit olmadık.