Müslüman Takvimi
AHMET TALİB ÇELEN
Ahmet Hâşim'in en güzel yazılarından birinin başlığı "Müslüman Saati"dir. "Vasatî akşam saatini 12'ye ayarla" îkâzının yapıldığı devirlerin zaman anlayışı ile 1926'dan sonra alaturka saatin yerini alafranga saatin aldığı devrin zaman anlayışı çok farklıdır. Bu fark, aynı zamanda topyekûn hayat tarzını da etkilemiş ve bizim yabancısı olduğumuz bir hayat tarzı gelip ocağımıza oturmuştur. Ahmet Hâşim, mezkûr yazısında bir zaman idrâki farklılaşması üzerinden, milletimize yaşatılan medeniyet değiştirme hâdisesini de pek güzel resmeder. Yazıyı mutlakâ bulup okuyunuz.
Takvim mevzûunda da hayâtımızda büyük değişiklikler yaşandı. Osmanlı Devleti'nde Tanzimat dönemine kadar hicrî takvim uygulanmış, Tanzimat'tan sonra hicrî ve Rûmî takvimler birlikte kullanılmaya başlanmış, ardından sâdece Rûmî takvim kullanılır olmuştu. Türkiye'de 1 Ocak 1926'dan îtibâren mîlâdî takvim kullanıldı.
Bunlardan ayrı olarak hayâtın tanzîmi/düzenlenmesi bakımından da bir "Müslüman Takvimi" ve bu takvimle uyum içinde işleyen bir "Müslüman Saati" olduğunu söyleyebiliriz. Bu zâviyeden bakınca Müslümanın 1 yılı, Müslümanın 1 ayı, Müslümanın 1 haftası, Müslümanın 1 günü… diye bölümler yapabiliriz.
Müslümanın 1 yılının düzenlenmesinde "Üç Aylar"ın ayrı bir yeri vardır. Sonu, yılın mânevî olgunlaşma ve kazanım bakımından en yoğun ve verimli ayı olan Ramazan'a varacak olan bu "Üç Aylar", Müslümanlar için çok mühimdir. Âdetâ Ramazan'a hazırlık aylarıdır ilk 2 ay. Nitekim Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, Receb ayı girdiğinde şöyle duâ ederdi: "Allahım! Receb ve Şaban'ı bizim için mübârek kıl ve bizi Ramazan ayına ulaştır." Bu hazırlık devresi insan fıtratına çok uygundur. Böyle bir ön hazırlık olmadan birdenbire yemeden içmeden kesilerek yoğun bir ibâdet hayâtına başlasak hem bedenen hem rûhen sıkıntı çekebilirdik. Ama Recep ve Şaban aylarında tutulacak nâfile oruçlarla, Regâib ve Berâet Kandillerinde yapılacak ibâdet ve sohbetlerle, diğer nâfile ibâdetlerle Ramazan'a hazırlanırız. Böylece Ramazan'a yumuşak bir giriş yapar, 1 ay boyunca tutacağımız oruçlara, kılacağımız teheccüdlere, okuyacağımız Kur'ân'a bedenen ve rûhen hazır hâle geliriz. Bu şekilde bir giriş Ramazan'ı bir saadet iklimi hâline getirir. Ramazan'ın içine yerleştirilmiş Kadir Gecesi ise Müslümanın altın gecesidir.
Müslümanın 1 yılında iki de bayramı vardır: Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı.
Müslümanın 1 yılının kalanı "ay" olarak düzenlenmiştir. Mâlûm olduğu üzere Peygamber Efendimiz, her ayın 13, 14 ve 15. günlerinde oruç tutmayı tavsiye etmiştir. Bu günlere Eyyâm-ı biyd (aydınlık günler) denir. Bu günlerin geceleri ayın en parlak olduğu gecelerdir. Resûlullah (s.a.s.), her ayın bu günlerinde oruç tutmayı tavsiye etmiş ve o günlerde oruç tutmanın senenin tüm günlerini oruçlu geçirmek gibi olduğunu belirtmiştir.
Müslümanın 1 haftasının Cuma günleri, haftanın bayramıdır. Hadîs-i şerîf: "Büyük günahlardan kaçınıldığı sürece, beş vakit namaz ile iki Cuma ve iki ramazan, aralarında geçen günahlara keffâret olur." "Üzerine güneş doğan en hayırlı gün Cuma günüdür. Âdem o gün yaratıldı, o gün cennete konuldu ve yine o gün cennetten çıkarıldı."

14