Kadının çalışması doğum oranının azalması demek

Kadının çalışması doğum oranının azalması demek

AHMET TALİB ÇELEN

Kadının iş hayâtına atılmasının doğumların azalması üzerindeki tesirini yazmayı düşünüyordum. Nureddin Yıldız Hoca'nın mevzû ile alâkalı bir suâle verdiği cevap yazmak istediklerimi "tamâmen" denebilecek nispette ifâde ediyor. Bu yüzden onun yazısını paylaşmayı yeterli görüyorum.

SORU:

Selamunaleyküm hocam.

Ben mühendislik ve işletme bölümlerini okuyan başörtülü bir hanımım. Bu yaz okulum bitiyor ve belediye ya da olduğum gibi çalışabileceğim ve haklarıma saygı duyulacak bir sektörde (banka hariç) çalışmayı düşünüyorum. Ama bu siteyi biraz inceledikten sonra tıp ilminden gayrı ilim tahsil etmiş olsalar bile tüm hanımlara evliliği ve ev hanımlığını tavsiye ediyorsunuz. Benim düşüncem ise mutlaka çalışmak yolundadır. Hem maddi hem de manevi hayat şartlarımın beni buna zorladığını düşünüyorum. İlgilenmem gereken kardeşlerim var ve onların eğitimlerini iyi yerlerde sürdürmeleri için, beni bunca yıl okutan aileme destek olmak istiyorum. Ancak çocuk sahibi olduğumda evladımla ilgilenmek adına çalışmayı düşünmüyorum inş. Bu konuda görüşünüzü merak ediyorum. Asla karşıtlık olsun diye değil bilhassa belli sebeplerden ötürü çalışmak zorunda olan hanımların durumunu sormak istiyorum Bizim için tek seçenek ev hanımlığı mıdır Hürmetler.

CEVAP:

Selamünaleyküm.

Değerli hanım kardeş.

Müslüman kadın çalışamaz şeklinde bir kural koyamayız. Çalışmayı, rızık temin etmeyi erkeklere tahsis etmenin bir dayanağı yoktur. Kadın da çalışabilir, kazanabilir, servet sahibi olabilir. Sonunda da sadakalar veren, hayırlar yapan bir kadın olarak Rabbine gidebilir. Bunun hiçbir dini engeli yoktur. Tekrar ediyorum: Kadının çalışmasının dinen bir engeli yoktur. Engel, kadının kadınlığının zarar görmesindedir. Zira Müslüman toplumun, kadınını kaybetmesi ile topraklarını kaybetmesi arasında fark görmeyecek kadar önemli bir yerde görüyoruz kadını. Müslümanlar, kadınlarını işyerlerine gönderdikten sonra nesil yetiştirme kabiliyetlerini zedelemektedirler. Bireysel şartlar, istisnai durumlar bu genel kuralı aşamaz.

Kadının çalışması ile alakalı olarak şu üç tespiti yapabiliriz:

Birinci tespit: Kadının fiilen bulunması zorunlu alanlar vardır. Tıp da bunların başında gelmektedir. Doğumu teşvik eden, önünde çocuk doğurmuş bir kadına, cepheden gelmiş bir gaziye dizilen övgüleri dizen, onun doğumuna katkıda bulunmaktan sevaplar uman bir 'kadın doğumcu' doktorun ne büyük bir hizmet yaptığını takdir edebiliyor musunuz Sadece kadın doğumcular da değil. İnsan sıhhati ile alakalı her branş, kadının da o branşta bulunmasını gerektiriyor. Bunun için kadınların, zekâ ve özel şartları izin veriyorsa, Allah'ın Şeriatı'nın aşılmadığı zeminlerde tıp öğrenmelerini ve ibadet niyeti ile bu işi icra etmelerini tavsiye etmekte bir sakınca görmüyoruz.

İkinci tespit: Kadının, şu veya bu nedenle çalışması zorunlu olabilir. Rızkını temin etme zorluğu veya kendisinin takdir edeceği bir zorunluluk, kadını çalışmaya mecbur edebilir. Bu da olur diyeceğimiz alanda kalmaktadır. Bu durumda Müslüman hanım, en zararsız, en az yıpratan işi tercih eder ve çalışır. Bunu da zaruret dairesi içinde tutabiliriz.

Üçüncü tespit: Kadın çalışınca ne oluyor Ya da kadının çalışmasını sürekli canlı bir konu olarak önümüze getirenler ne amaçlıyorlar Bunu düşünmemiz gerekmez mi Mesele sadece kadının da para kazanması ile sınırlandırılabilecek kadar basit görülebilir mi Şu çıkmazlar, kadının çalışmasının ürünüdür; biz de bir mü'min olarak konuyu, daha geniş bir pencereden görmek zorundayız: