Kadınımız anne mi olsun TIR şoförü mü

Kadınımız anne mi olsun TIR şoförü mü

Ahmet Tâlib Çelen

Nüfus plânlaması yasası 10 Nisan 1965'te Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. 40 yıla yakın bir müddet Türk nüfûsunun artmaması bir devlet politikası hâline getirildi. Benim bir soykırıma benzettiğim bu faaliyet bazı kökü dışarıda sözde âile vakıflarının severek üstlendiği bir misyon oldu. Bu işi yürütmeleri için yüksek miktarlarda nakdî yardımlar aldıklarını da okurduk. Bu kök kurutma işinin farkında olan ilim adamları ve yazarlar vardı ama dünyâdaki nüfus karşıtı propagandanın tozu dumanı arasında seslerini duyuramadılar. Söyledikleri gerçekler çok dar bir çevrede kaldı.

Bu yıl nüfus artış hızımızın birçok Avrupa ülkesinin bile gerisine düşmesiyle gözler açıldı. Böyle giderse kısa bir müddet sonra bir yaşlılar ülkesi hâline gelecek ve emeklisini bile besleyemez bir duruma düşecektik. "Geç kalanlar sonunda acele etmek zorunda kalır" diye bir söz var. Öyle oldu. Yıllardan beri tedbir almada geç kalınca probleme çözüm bulmada acele ettik. Ama "doğurma" meselesi bir zihniyet meselesidir ve insanlar doğurma mevzûunda bir korku ve endîşe duygusuna kapıldıktan sonra bu noktadan geri dönüş imkânsız denecek kadar zordur. Toplum yıllardan beri az çocuğun daha iyi olduğu yönünde bir reklam yağmuruna tutulmuş. Bunun için devlet, televizyon kanallarına video yayınlatmış. Çok çocuk ülkenin ve âilenin felâketi olarak gösterilmiş. Zengin ve konfor içinde yüzen âilelerin çocuksuz veyâ az çocuklu olduğu gözlere sokulmuş. Doğurmama yönünde bir özenti oluşturulmuş. Ak Parti hükümetleri zamânında bu kesif propaganda durmuş ama zihniyet bir kere yayılmış. Cumhurbaşkanımızın en az üç çocuk tavsiyesi ve bu yöndeki teşvikler de fazla etkili olmamıştır. Ayrıca eğitim hayatının çok uzun olması, iş bulmanın çok zorlaşması, gençlerin ekonomik beklentilerinin yükselmesi, ahlâkî çöküşün hızlanması, kadını koruyacağım derken erkeği perişan eden kanunların çıkarılması, süresiz nafaka vb. sebeplerle gençlerimizin evlilikten kaçmaları ve evlilik yaşının 30-35'lere yükselmesi neticesinde çocuk sahibi olmaktan kaçınmaları nüfus artış hızımızı millet hayatımızı tehdit edecek kadar düşürmüştür. Bu tablo karşısında gelecek on yıl âile ve nüfus artışımızı mâkûl seviyeye getirme on yılı olarak îlân edilmiştir. Çabayı takdir ediyoruz ama ne kadar başarılı olabileceğimizi zaman gösterecek.

Hemen belirtelim ki bütün teşviklere rağmen doğumun artmamasının -diğerleriyle birlikte- temel bir sebebi var: Kadınların çalışma hayâtına çekilmesi faaliyetleri Hükûmet yıllardan beri kadınları iş hayâtına çekmek için hummâlı faaliyetlerde bulunuyor, her sene ne kadar kadını iş hayâtına soktuklarına dâir raporlar yayınlıyor, bununla iftihar ediyor. Bütün bu çabaların kimlerin hatırına olduğunu biliyoruz. Çağdaş rakiplere karşı çağdaş görünme arzusu Ama ne yapsalar karşı tarafa yaranamayacaklarını da herkes biliyor. Yine de bu faaliyetlere iştiyakla devâm ediyorlar. Geçen gün bir haber gördüm: Ulaştırma Bakanlığı, kadınları TIR şoförlüğüne teşvik tedbirleri almış. Haberi okuyalım:

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, kadınların taşımacılık sektöründe daha etkin rol almasını teşvik etmek için önemli bir adım attı. 15 Mayıs 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan yönetmelik değişikliğiyle, kadın sürücü istihdam eden firmalara çeşitli avantajlar sunulmaya başlandı.