İnsan, putları kıra kıra Allah'a yol bulur

İnsan, putları kıra kıra Allah'a yol bulur

AHMET TALİB ÇELEN

Seyyid Ahmet Arvâsî Hoca'mız (Doğum: 15 Şubat 1932) 31 Aralık 1988 gecesi daktilosunun başında Hakk'ın rahmetine kavuşmuştu. Son yazısında yılbaşı için "Bir takvimi kaldırıp yenisini asmaktan başka bir mânâsı yok" demişti. Bütün sevdâsı Müslüman Türk milleti idi. Yeni nesillerin mutlakâ tanıması ve dönüp dönüp okuması gereken mütefekkirlerimizden birisidir. Benim fikir-tefekkür hayâtımda merkezî bir yeri vardır. Vefâtının 37. yılında büyük mütefekkir ve dâvâ adamımıza rahmetler dilerken bir yazısını da okuyucularımızın istifâdesine sunuyorum:

İnsan, putları kıra kıra Allah'a yol bulur

Evet, her millet gibi, bizim de bir sözlüğümüz var, biz de kelimelerle konuşuyor ve kavramlarla düşünüyoruz. Biz de diğer insanlar gibi, kendi dilimizle güzel, doğru, iyi, diyoruz. Bunlar, mânâ ve kavram olarak bütün insanlarca ortaktır. Çünkü her milletin sözlüğünde bunlar vardır. Ancak, hemen belirtelim ki, bütün insanlar, aynı güzele, aynı iyiye, aynı doğruya ve aynı Tanrı fikrine sahip olamamaktadırlar. Bunun pek çok sebebi var. Bunun üzerinde durmayacağım. Hatta şunu unutma ki, bir fert bile -bütün hayatı boyunca- aynı güzel, aynı doğru, aynı iyi kavramlarına sahip olmadığı gibi, Tanrı fikri bakımından da sürekli bir değişme içindedir. Yani, sahip olduğumuz her mânâ, her an değişik bir kılık ve kadro içinde belirir. Şuurumuzla birlikte, şuurumuzun muhtevası da her an yenilenir durur.

Kendimi bildim bileli, organizmam gibi, ruhumun da, şuurumun da, sahip olduğum kavramların da yenilenip durduğunu müşahede etmekteyim. İtiraf edeyim ki, bütün kavramlarım gibi, sahip olduğum güzellik, doğruluk, iyilik anlayışım da sürekli olarak değişiyor. Yine itiraf etmeliyim ki, kafamda ve vicdanımda, Tanrı kavramı da hızla değişmektedir. Bende, her an, eski bir Tanrı fikri yıkılıp yeni bir Tanrı fikri gelişmektedir. Daha açık konuşayım, zihnimde belki binlerce putun enkazı var; şimdi bile onları temizlemekle meşgulüm. İmam-ı Rabbani Hazretlerinin buyurdukları gibi Tanrı olarak aklıma ve hayalime gelen bütün tasavvurları kırıp atmak için çırpınıp duruyorum.

Bu vetire, yalnız Tanrı kavramı etrafında dönmüyor. Hakikat bildiğim, güzel dediğim, iyi diye bağrıma bastığım nice değerlerim, bugün eskimiş bulunuyor. Şunu kesin olarak görüyorum ki, bende her an, eski bir Tanrı fikri yıkılıp yeni bir Tanrı fikri, eski bir hakikat yıkılıp yeni bir hakikat, eski bir iyi yıkılıp yeni bir iyi, eski bir güzel yıkılıp yeni bir güzel, eski bir madde fikri yıkılıp yeni bir madde, eski bir mekân fikri yıkılıp yeni bir mekân, eski bir zaman fikri yıkılıp yeni bir zaman fikri gelişmektedir. Velhasıl, ne kadar mânâ ve kavrama sahipsem, her an eskisi yıkılmakta, yenisi kurulmaktadır ve böylece ben de yaşadığımı, ezeli ve ebedi bir araştırma içinde bulunduğumu idrak etmek fırsatını bulmaktayım.