Ateş kesilince
Ahmet Tâlib Çelen
HAMAS-İsrâil arasında ateşkes anlaşması sağlandı.
Anlaşma Katar, Mısır ve ABD arabuluculuğunda gerçekleşti. HAMAS'ın masaya oturmasını da Türkiye'nin sağladığını öğrendik.
Anlaşmanın maddelerinden:
Anlaşma her biri 42 gün olan 3 aşamadan oluşuyor, İsrail ise ikinci aşamanın müzakerelerinde anlaşmayı iki aşamaya indirmek istiyor. "İnsani aşama" olarak da anılan 42 günlük birinci aşama, İsrailli 33 esirin canlı veya ölü olarak teslim edilmesini içeriyor. Bu aşamada İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde girdiği çoğu bölgeden çekilecek. Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinin ilk gününden itibaren İsrail ordusu, yerleşim bölgelerinin dışına çekilecek. İsrail'in insansız hava araçlarının (İHA) uçuşları da günlük 10 saat duracak, esir takasının olduğu günlerde ise İHAların uçuşu 12 saat duracak. Ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasında İsrail ordusunun saldırılarının kalıcı olarak durdurulması ve Gazzeden tamamen çekilmesi ilan edilecek. Daha sonra Gazze Şeridine açılan sınır kapıları yolcu ve ticari geçişlere açılacak.
Beklenen anlaşmanın yürürlüğe gireceği ilk günden itibaren Gazze Şeridi'ne günlük insani yardım yüklü 600 tırın girişine izin verilecek, 50'si yakıt yüklü olacak.
Anlaşmaya göre, günlük insani yardım yüklü 300 tır Gazze Şeridi'nin kuzeyine girecek. İnsani yardımların Gazze Şeridi'ne girişi ateşkes ve esir takası anlaşmasının 3 aşaması boyunca devam edecek.
Anlaşmanın yürürlüğe gireceği ilk günden itibaren Filistinlilerin güneyden kuzeydeki evlerine dönmelerine izin verilecek. Ayrıca Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerinde hareket özgürlüğü olacak.
Arabulucu ülkeler aynı zamanda anlaşmanın garantörü de olacaklar. (Kaynak: Anadolu Ajansı)
466 günden beri tam bir soykırıma uğratılmış Gazzeli Müslümanlar için bir nefes alma fırsatıdır. Yaşanan katliâma bakıldığında anlaşmanın müspet maddeler ihtivâ ettiğini söyleyebiliriz. Gazzeli kardeşlerimiz evlerine dönebilecek ve şehirlerini yeniden inşâ edebilecekler. Ama üçte ikisi kadın ve çocuk olan elli bin şehidin acısı da öyle kolayca unutulacak gibi değildir.
Geri dönüp baktığımızda aklımızda şunlar kalacak:
İslâm dünyâsının en şuurlu ve dolayısıyla sabırlı Müslümanları Gazzelilerdir. 466 gün süren bir katliâm karşısında îman güçlerini, Allah'a itimatlarını hiç kaybetmediler, hep "Hasbünallâhü ve ni'mel vekîl!" dediler.
Onların îman güçleri ve tevekkülleri bütün dünyâda yankılandı. 1 milyon insanın Müslüman olduğu haberlerde geçti. Bu da samîmî cihâdın bereketi ne demekmiş, gösterdi.
Bütün dünyâ anladı ki dünyâda zihnen işgâl edilmemiş tek halk meğer Gazzeli Müslümanlarmış. Bütün dünyâ zihnen işgâl edilmiş de haberleri yokmuş.
Batılı yöneticiler siyonizmin esîri olmuşlar. Ama halk uyandı. Avrupa ülkelerinde İsrâil'in katliâmına karşı çok sert ve ses getiren protesto gösterileri yapıldı. Bilhassa İspanya'nın sert ve net duruşu Endülüs geçmişlerini hatırlattı.
HAMAS, sâdece İsrâil'e değil, onun esir hâle getirdiği bütün bir İslâm düşmanı cepheye karşı savaştı. Zaferin çoklukta değil îman kuvvetinde saklı olduğunu gösterdiler.
Bu savaş, İslâm dünyâsı diye "bir dünya"nın olmadığı gerçeğini yeniden acı bir şekilde gözlerimize soktu. İsrâil'in karşısında Müslüman ülkeler donup kaldı âdetâ. Bırakın bir kurşun sıkmayı, Gazzeli kardeşlerine bir ekmek bile götüremediler. Ama Müslüman halkların hassâsiyeti de görüldü. Gazze'ye zorla da olsa bir miktar yardım gittiyse Müslüman halkların çabaları ile gerçekleşti. Demek ki buradan bir büyük uyanış başlayabilir. Müslüman halklar da yöneticilerinin nasıl birer maşa olduklarını yeniden ve daha net olarak gördü. Bir büyük gün için bunları hâfızasına kaydetti elbette.