Yemeği Putin yedi!..

Madrid'in ardından Tahran'dan da bir fatih çıkarabilecekler mi.. Aslında İran'daki zirveden bir şey çıkmadı... Ortak açıklamada eski açıklamalardan farkı yok. Aynı ifadeler evirilip çevrilip özü aynı olacak şekilde yazılmış. Önceki Astana zirve açıklamalarında olduğu gibi sadece YPG PYD'nin adı değil PKK'nın adı bile geçmiyor. Madrid'deki NATO zirvesinde ise en azından liderler, genel sekreter PKK'nın adını anmışlardı!.. Tayyip Erdoğan'ın Putin ve Reisi ile gerçekleştirdiği zirve, bu haliyle Astana ve NATO zirvelerinden daha da geride. Çünkü alelacele planlandı ve Putin'in bastırmasıyla oldu. Putin, uluslararası alanda medyada yer almak istiyordu. Bu zirveyi fırsat bildi. Süreç çok ani gelişti. Putin-Erdoğan telefon görüşmesinden hemen sonra Kremlin duyurdu. Belli ki, Putin, Ukrayna nedeniyle uluslararası arenada maruz kaldığı yaptırımı aşmak NATO üyesi Türkiye'nin de olduğu bir zirve ile Batı'da haber olmak istiyordu. Hedefine ulaştı da... Bu tür zirveler son dönemde fotoğraf veya kısa videolar ile verilen mesajlar üzerinden okunmaya çalışılıyor. İran dini lideri Hamaney'in Erdoğan'ı kabulünden paylaşılan fotoğraf bunlardan biri... Stratejist, emekli Deniz Kurmay Albay Cahit Armağan Dilek'e hem zirveden yansıyan fotoğrafları sordum hem de zirveyi değerlendirmesini istedim. Dilek, "Dini lider, her gelen yabancı lideri kabul etmiyormuş. Önem ve değer verdikleri ülkelerin liderleriyle görüşüyormuş. Yani ukalaca haydi yine iyisiniz de diyorlar" dedi. Cahit Armağan Dilek, Putin-Reisi-Erdoğan'ın el ele, ellerini havaya kaldırdığı pozu da şöyle yorumladı; "Bu fotoğraf, Putin ve kısmen Reisi için önemli bir kazanım iken Erdoğan için Batı nezdinde prestij ve güven kaybına işaret ediyordu. Evet, bizim nasıl gördüğümüz önemli değil. Biz, haklı, doğru görebiliriz ama karşımızdaki ya da Batı'daki nasıl görüyor, ne anlıyor o önemli. Çünkü, senin istediğini anlamıyorsa, doğru görmüyorsa onu ikna etmen istediğin bir çözüme getirmen zor. Batılı uzmanlar, internet haber siteleri, medya, zirveyi bu poz üzerinden gördü. İşgalci Rusya, terörü destekçisi İran ve NATO üyesi Türkiye el ele. Kimler kimlerle birlikte diyorlar. Batı'nın ne olduğunu biz biliyoruz onlar geçmişine baksın diyenleri duyar gibiyim. Unutmayın, sizin ne dediğiniz ne yaptığınız, karşınızdakinin sizin söyleyip yaptıklarınızdan ne anladığı kadardır. Ben şunu demiştim bunu yapmıştım. Hepsi boş". Cahit Armağan Dilek, Tahran'da gerçekleşen üçlü zirveden çıkan sonuçları şöyle değerlendirdi; -Batı da Türkiye'nin terörden çok çektiğini söyleyebiliyorlar. Rusya ve İran tarafından bunları bile duyamıyoruz. PKK'ya bile terör örgütü demiyorlar. Sadece sınır güvenliği vs. kaygılarını anlıyoruz diyorlar. Ortak açıklamada Suriye'deki sınır ötesi operasyona karşı çıkış var. İsim vermeden kasıt Türkiye. -İran-Türkiye görüşmeleri yapıldığı esnada Reisi'nin Suriye kuzeyinde yapılacak operasyonun Türkiye'ye, Suriye'ye faydası olmayacağı, zarar vereceği söylemi medyaya düşüyor. Ne kadar iki yüzlü bir davranış. Rusya zaten günler önceden söylemişti. -Rusya PKKPYDYPG'yi terör örgütü olarak görmediği gibi Şam ile görüşmesini belli konularda özerklik verilmesini teşvik ediyor. YPG ile ortak devriyeler yapıyor. Son dönemde, Menbic, Kobani, Tel Rıfat bölgelerinde Rusya gözetiminde Suriye ordusu ve YPG'nin ortak hareket etmesini konuşlanmalarını organize ediyor. İran ise ta Süleymaniye'den M-4 yolu üzerinden Lazkiye ve Şam'a kadar hat üzerinde civarında İranlı milislerle PKKYPG'nin ortaklığını teşvik ediyor. İranlı milisler Başika'da, Sincar'da Tel Rıfat bölgesinde