Tabanda İYİ'mser hava esiyor...

"Bay Kemal" in çok ses getiren İzmir çıkışı... Gözler, Millet İttifakı'nda kilit parti konumunda olan İYİ Parti ve lideri Meral Akşener'de... Büyük bir ihtimalle bugün, Meral Akşener'in dün gece saatlerinde bir televizyon programında söylediklerine kafa patlatıyor olacağız. Elimizde somut veri olsun diye İYİ Parti tabanının nabzını çok iyi yansıttığına inandığım, partinin kurucular kurulu üyesi (sizin de artık yakından tanıdığınız) emekli mülki idare amiri Bilal Karaca'dan değerlendirme aldım. Karaca, "Gerçekte olan bitenin ne doğrudan Kılıçdaroğlu'nun adaylığı ile ne de masa ile ilgisi vardır. İşin aslı, Kılıçdaroğlu, iktidarın, Cumhurbaşkanı adaylığında adı geçen Belediye Başkanları üzerinden yürüttüğü, 'böl-parçala-kazan' operasyonunu vaktinde görmüş ve radikal bir müdahalede bulunmuştur" diyor. Karaca'nın bu değerlendirmesi, bir süredir CHP ve İYİ Parti arasında süren gerginlik ortamında duyduğum en iyimser olanı!.. İYİ Partili Bilal Karaca'nın tespitleri şöyle; -İktidarın kurguladığı senaryo kapsamında, 6'lı Masa kurulduğundan bu yana havuz medyası ve suret-i haktan görünen kamuoyu araştırma şirketleri eliyle sürdürülen manipülasyonların neticeleri daha görünür hale gelmiştir. İYİ Parti seçmeni HDP ile, CHP seçmeni ise, CHP'li muhtemel adaylar üzerinden ayrıştırılmaya ve parçalanmaya çalışılmıştır. Akşener, süratle verdiği sert tepki ile tehdidi bertaraf ederek İYİ Parti tabanını rahatlatmıştır. -Ancak Cumhurbaşkanı aday adayları üzerinden CHP tabanında içten içe başlayan kaynama bir türlü durdurulamamıştır. Özellikle sosyal medya üzerinden, herkes kendisini yakın bulduğu isme angaje etmeye başlamıştır. Ayrışma daha da derinleşirse, kim aday olursa olsun bir kısım seçmenin kendi gönlünden geçen kişi aday yapılmadığı için oy vermeme eğilimine gireceği kaçınılmaz olmuştur. -Nihayet Kılıçdaroğlu kendi partisi üzerinde oynanan oyunu çok geç olmadan görerek duruma müdahale edebilmiştir. Siyaseten telafisi imkânsız sonuçlara yol açacak bu gidişi durduracak radikal tedbirler almak durumunda kalmıştır. Gerek 27 Nisan'daki gerekse İzmir toplantısındaki 'ya bana katılın ya da yolumdan çekilin.' veya 'Artık bilmek zorundayım, siz gerçekten benimle birlikte misiniz Artık karar verin.' serzenişini bu yönde yapılmış bir müdahale bağlamında değerlendirmek durumundayız. -Üstelik bu konuşmaları kamuya açık yapılarak, medya ve anket firmalarının dolduruşuna gelmeye başlayan politik figürler yanında kendilerini bu isimlere daha yakın gören taban da iktidarın tuzakları konusunda açıkça uyarılmıştır. CHP'li seçmene 'İsimler üzerinden bölünüp parçalanmayın, Genel Başkanınıza güvenin, alacağı kararları destekleyin' denilmiştir. -Belediye Başkanlarının sosyal medya üzerinden yaptıkları 'yanındayız' açıklamaları, bir yandan tabandaki dağınıklığı toparlarken, diğer yandan Kılıçdaroğlu'na 'tek ve nihai karar verici' olma yolunda önemli bir kazanım olmuştur. Kılıçdaroğlu gerek kendi adaylığını, gerekse parti içerisinden uygun gördüğü bir ismi 6'lı masaya Cumhurbaşkanı adayı olarak teklif etme yetkisini ve vekâletini güçlü bir biçimde elde etmiştir. Ayrıca kendi dışında her hangi bir ismi önerdiğinde de İstanbul, Ankara ve PolitbüroParti içi cepheden gelmesi muhtemel tepki ve tartışmaların önünü şimdiden kesmiştir. -Dolayısıyla Kılıçdaroğlu'nun gündem olan açıklamaları bir adaylık ilanı olarak değerlendirilemez. Kılıçdaroğlu'nun masaya teklif edeceği ve masa tarafından da uygun