Sarayın tuzağına düşmemek için...

Altılı masa CHP ev sahipliğinde ikinci tur ilk toplantısını yaptı. Sonuç bildirgesinde Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ve ortak aday vurgusunun altı çizildi. Koalisyon protokolü havası vardı açıklamada!.. Bu sefer satırların arasında yorumlara boğulmamaya karar verdim... Çünkü, Cumhurbaşkanı adayı belirlenmesinde kilidi elinde tutan İYİ Parti'den sıcağı sıcağına çok kapsamlı bir değerlendirme geldi. İYİ Parti Kurucular Kurulu üyesi Bilal Karaca, "Emin olun, masadan bir oldu bitti ile aday ismi çıkartmaya çalışan kesimleri bu açıklama yine kesmeyecektir. İsimler üzerinden fitne kazanlarını kaynatmaya devam edecekler" dedi. İddiasının nedeni şöyle gerekçelendiriyor Bilal Karaca; -Doğası gereği her seçim, çerçevesi ve içeriği akıllıca belirlenmiş politik bir stratejiden beslenen temel argümanlar üzerinden yürür. Bu strateji, aynı zamanda o seçim sürecinde tartışılması istenen temel sorunsalı da seçmene ve rakip partilere dayatmak, politik mücadeleyi sınırlarını kendi belirlediği o alana hapsetmek ister. -Örneğin, 2002 seçimleri ekonomik kriz, 2007 seçimleri 367 krizi ve 'dindar' Cumhurbaşkanı meselesi, 2011 seçimi 'askeri vesayet', 2015 Haziran seçimi 'sözde Kürt Açılımı', 2015 Kasım seçimi 'Hendek Savaşları' ve terör, 2018 seçimleri ise FETÖ'cü darbe girişimi ve yarattığı 'Milli Güvenlik krizi' tartışmaları üzerinden yürütülmüştür. -Sandığın yaklaştığı bu günlerde de, Cumhur İttifakı'nın 2023 seçimlerinin merkezine oturtacağı temel tartışma ve politik argümanların ipuçları da ortaya çıkmaya başlamıştır. Millet İttifakı liderliğinde muhalefet bloku, seçmenin önüne bir 'sistemdüzen' sorunu ve çözüm tercihi koymak amacıyla bir araya gelmiş ve 6'lı Masa'yı kurmuştur. 'Mevcut tek adamcı, partili cumhurbaşkanlığı adlı ucube düzenin yıkılarak, adalet, hürriyet ve liyakate dayalı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin inşasını temel argüman olarak ortaya koymuştur. -Buna karşılık iktidar cephesi 'sistemdüzen' tartışmasından şiddetle kaçınmaktadır. Mücadeleyi 'güçlü liderlik' konusuna, yani 'bireysel nitelikler ve kimliklerin' ön plana çıkarılacağı kirli ve karanlık bir alana çekmeyi daha avantajlı buluyor. İktidarın sürdürülebilirliği için, seçmenin iktidar tarafından çizilen zihinsel çerçeve içinde kalmasını ve 'Türkiye nasıl yönetilsin' sorusuna değil, 'Türkiye'yi kim yönetsin' sorusuna cevap aramasını istiyor. -Adayların kimlik ve kişilikleri üzerinden yürüyecek bir kampanya sürecinin, 20 yıldır ülkeyi yöneten ve hâlâ devletin tüm mali, hukuki ve fiziki hatta psikolojik gücünü deruhte eden Erdoğan'a bariz avantajlar sağlayacağı açıktır. Diğer yandan 'Erdoğan gibi bir aday' arayışı anlamına gelecek isimler üzerinden yürüyen tartışmalar, 'ucube sistem'in muhalefet nezdinde de artık kabul gördüğü, muhalefetin amacının 'düzeni' değil, Erdoğan'ı değiştirmek olduğu algısını yerleştirecektir. İYİ Parti'li Bilal Karaca'nın şu tespiti çok önemli;" "Seçmen artık yoruluyor. 6'lı Masa'nın varlık nedenini ve amacını sorgulamaya başlıyor. Son birkaç haftadır yaşadığımız gelişmeler karşısında muhalif ve kararsız seçmen; 'siz 6 lider, tek adamcı, partili cumhurbaşkanı ve partizan devlet' şeklinde kodladığınız, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini gerçekten değiştirmek için mi bir araya geldiniz, yoksa aranızdan 'Erdoğan benzeri' bir lideri 'ayarlayıp' Cumhurbaşkanı yapmak için mi sorusuna cevap bekliyor." Bilal Karaca, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı meselesinde parti genel başkanlarının Cumhurbaşkanı olmaması gerektiği konusunda 2017 Anayasa Referandum kampanyasından buyana yaptığı açıklamaları hatırlatıp şöyle diyor; -Bütün bu sözler Kılıçdaroğlu tarafından sarf edilmişken, şimdi kalkıp Cumhurbaşkanı adayı olmaya zorlamak 'O'na yapılacak en büyük bühtan ve haksızlık olur. Bu güne kadar adım adım inşa ettiği; iddialarının arkasında durabilme, samimiyet ve güvenirlik algısını yerle bir etmektir. Kılıçdaroğlu'nu Cumhurbaşkanı adaylığına itekleyenler, bilerek ya da bilmeyerek, CHP ve Kılıçdaroğlu'nu bu güne kadar kökten karşı olduğu bu ucube düzenin bir parçası haline getireceklerdir. Erdoğan'ın açtığı 'partili cumhurbaşkanı' parantezine sokacaklar. Dün, 'partili cumhurbaşkanına' karşı çıkmışken, bu gün, CHP Genel Başkanı'nın