Mayoya ne diyeceksiniz..

CHP'nin, çalakalem hazırlanmış 3 maddelik başörtüsünü yasal güvence altına alan yasa teklifini gördük!.. 2 yürürlük maddesini çıkarınca geriye 1 madde kalıyor; "Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile üst kuruluşlarına bağlı olarak bir mesleği icra eden kadınlar, yürüttükleri mesleğin icrası kapsamında giyilmesi gerekli cübbe, önlük, üniforma vb. dışında kıyafet giymek ya da giymemek gibi temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek biçimde herhangi bir zorlamaya tabi tutulamaz." Yani; eğer bu kanun kabul edilir de yürürlüğe girerse, bir kamu kurumunda çalışan bir hanımefendi şıpıdık terlikle, çıplak ayakla veya mayo ile işyerine gelebilecek. "Amma da abarttın" demeyin bu verdiğim örneğin daha farklı ve de ileri versiyonlarını siz düşünün... Kamu kurum ve kuruluşlarında birbirleri ile kapışan cemaat ve tarikatların türban modelleri ile!.. CHP'nin kanun teklifi ete kemiğe bürününce Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, değerlendirme gönderdi. Noktasına, virgülüne dokunmadan paylaşıyorum; -Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü kanun teklifine AKP hemen karşı hamle yaptı ve bu düzenlemenin anayasa değişikliği ile yapılmasını gündeme getirdi. Özgür Özel de açıklama yaparak "Biz diktatörler ile anayasa değişikliğine gitmeyiz" dedi. AKP'nin elemanları, "Kanun değişikliği olunca diktatör değil, anayasa değişikliği olunca mı diktatör oluyor" diyerek saldırmaya başladılar. Kılıçdaroğlu ve bu projenin mimarları AKP'nin böyle bir hamle yapacağını öngörememişler. Şimdi koz onların elinden alınmadığı gibi bumerang gibi geri dönüp CHP'yi vurdu. Anayasamızdaki laiklik ilkesi hem başı kapalı hem de başı açık kadınlarımızın ve inananinanmayan herkesin güvencesidir. Yasal veya anayasal düzenleme yapmaya gerek yoktur. TSK'da kadın subayastsubaylara başörtüsü türban serbestisi önümüzdeki dönemde birçok sorunu da beraberinde getirecektir. Zorunlu askerliğini yapanlar arasında Musevi ve Hristiyan olan vatandaşlarımız var. İnanç özgürlüğü kapsamında üniformalı askerler başına Kipa, boynuna haç takarlarsa veya sakal bırakırlarsa buna engel olmak mümkün değildir. İstanbul'da 23. Tümende görev yaptığım dönemde Kuleli'de beraber okuduğumuz Yzb. Savaş M.'nin eşi Sarıgazi lojmanlarında ev ev dolaşarak ve propaganda yaparak Sb.Asb. eşlerinin büyük bir çoğunluğunu tesettüre sokup başlarına türban takmalarını sağladı. Birçok garnizon da da benzer olaylar yaşandı. Bu işin ucu İran'daki gibi ahlak polisliğine kadar gider. İran'da başını kapatmadığı için kadınlar öldürülürken kadınlar özgürlükleri için ölümü göze alırken Kılıçdaroğlu'nun bu hamlesi tam bir akıl tutulmasıdır. Kılıçdaroğlu'nun bu hamlesi birçok sorunu da beraberinde getirmeye adaydır. Kılıçdaroğlu'nun teklifi Jandarma'da generalliğe terfi ettirilen kadın subayın üniformasını türban başörtüsü ile kullanmasının önünü açmıştır. Anılan subay 29 Ekim törenlerine üniforma üstü türbanbaşörtüsü takarsa sorumlusu Kılıçdaroğlu olacaktır. Grup toplantısında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli adalar konusuna sahip çıkarken, Kılıçdaroğlu ballandıra ballandıra baş örtüsü konusunu gündeme getirmiştir. Türk adalarında üzerinde haç bulunan Yunan bayrakları ile Bizans bayrakları dalgalanırken, Kılıçdaroğlu'nun kamuoyunun gündeminde olmayan başörtüsüne sarılması ve adalarımıza sahip çıkmaması son derece manidardır. CHP'li olduklarını belirten yüzlerce okurumuzdan dünkü yazıma destek mesajları aldım. Farklı dünya görüşlerinde olmamıza rağmen, Cumhuriyet değerlerinin, laikliğin korunması, toplumun birlik ve beraberlik içinde huzur içinde yaşaması ve ülkenin en hayati sorunları konusunda çözüm projelerinin üretilmesi görüşünde hem fikiriz. Mesela, SÖZCÜ'nün dünkü haberi; -22 bin öğrenci bakan emriyle sınıf