İdlib'e şapur şupur bizim çiftçiye yarabbi şükür!..

Öyle güzel deyimlerimiz vardır!.. Cuk diye yerine oturur... 10'larca sayfalık makaleye bedeldir... "Herkese gelince şapur şupur da, bize gelince yarabbi şükür mü"... Herkese bir şey veriyorsan, bize neden vermiyorsun... Başkalarına bolca verdiğiniz şeyi benden niçin esirgiyorsun manasında söylenir... Bugünümüzü ne kadar da güzel anlatır bu deyim!.. Aklıma nereden mi geldi.. Hiç aklımdan çıkmıyor ki!.. "5'li çete"ye gücümüz yetmez... Etrafa şööyle bir bakalım; Dört-beş yerden ballı maaş alan bürokratlar... Aralarında AKP'li eski bakanlar, vekiller, vekil adayları ve akrabalarının bulunduğu birçok isim, büyükelçi, müşavir, ataşe sıfatı ile binlerce Euro maaş karşılığı yurt dışında görevlendirilenler... Kendi bakanlığına kendi şirketinden mal satan bakanlar... Turizm şirketi olan turizm bakanı... Özel okulları olan eğitim bakanı... Özel hastane sahibi sağlık bakanı... Soma'da madenci Erdal Kocabıyık'ı yere yatırıp tekmeleyen Yusuf Yerkel'i 6 bin Euro (93 bin lira) maaşla Almanya Frankfurt Başkonsolosluğu'na ticari ateşe olarak atadılar. Yaz yaz bitmez!.. Vatandaşa gelince, yarabbi şükür!.. Doğruları konuşup, seslerini duyurmakta zorluk çekenlere, hak ölçüsünde kanal olmak gazetecilik vazifelerinden biridir. Eski sağlık bakanı, Doğru Parti Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu, "SİZİ ELEKTRİK ÇARPSIN" başlığı ile dün yaptığı basın açıklamasını bana da yollamış. Metnin tümünü okuyunca, içimden yukarıdaki girişi yapmak geçti. Serdaroğlu'nun iddiaları çok çarpıcı. Aynen yer veriyorum: -Etrafı "Teröre Destek Veren Antidemokratik" rejimle yönetilen devletlerle çevrili, bizim gibi ülkelerin iktidarları, milli güvenliği doğrudan ilgilendiren iki konuda çok dikkatli olmak zorundadır. Tarım ve Savunma Sanayi! Bu iki konudaki ihmal, yanlış politikalar "Vatana İhanetle" eşdeğerdir. Bu coğrafyada barışta ve savaşta, kendi insanınızı ve diğer canlılarınızı başka ülkelere muhtaç etmeden besleyecek şekilde tarıma destek vermezseniz, ülkenize büyük kötülük yapmış olursunuz. Bir kıtlık hali ile karşılaştığınızda insanlara "Bu sene sabredin, seneye ürün alınca karnınız doyar" diyemezsiniz! Veya, ülkeniz bir saldırıya uğradığında düşmanınıza "Biraz bekleyin, birkaç uçak-helikopter-top satın alıp geliyorum" diyebilir misiniz Savunma sanayiinde ise durumumuz tam bir felaket. AKP söylemine göre yıllardır kendi uçağımız göklerde! Kendi helikopterimiz senelerdir uçuyor! (ABD motorunu vermediği için, Pakistan'a helikopter satamadık!) Yerli tankımız dağlarda, arazide ama bizler bir türlü göremedik. Kaportası ve belli aksamı yerli olan otomobilimizin 2024 yılına yetişeceği söyleniyor. Bu konuyu başka bir yazıda irdeleyip yazacağız... -AKP sayesinde bu yıl tarımda "Kara Yıl" yaşayacağız. 2004 yılından beri, emperyalist devletlerin ve uluslararası tarım tröstlerinin dayatmasıyla, tarımda da "İthalat" politikaları uygulandı. Yerli tohumun yasaklanmasından, 104 ülkeden tarım ürünleri ithal edilmesine kadar... Türk tarımını bitirecek her türlü zararlı kararlar uygulandı. DOĞRU Parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat Babaözü'nün AKP'nin çarpık tarım politikalarını özetleyen muhteşem benzetmesi, her şeyi anlatıyor: Doğudaki meralarımız terör örgütüne bırakıldı! Batıdaki meralarımız TOKİ'ye bırakıldı! Hayvanlarımız ahıra kapatıldı! İnsanlarımız AVM'lere dolduruldu, kendimize geldiğimizde soyulduğumuzu gördük, inşallah aç kaldığımızı görmeyiz! Bugün, AKP'nin elektrikte Türk Tarımına ve Türk Çiftçisine attığı kazığı anlatmaya çalışacağız. AKP; tarımsal sulamada kullanılan elektriğe