Dikkat!.. TÜİK, Türkiye'nin nüfusunu da açıklayacak...

Tencerenin kaynaması kadar önemli!. SANDIK GÜVENLİĞİ... Hem öncesi hem de sonrası ile... Saraya bağımlı çalışan TÜİK'i gerçek enflasyon rakamlarını, gerçek işsizlikleri rakamlarını açıklamıyor diye eleştiriyoruz. Yerden göğe kadar da haklıyız. Ancak, TÜİK sadece tencereyi etkileyen rakamları açıklamıyor. Her yeni yılda bir önceki yılın "Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları"nı açıklıyor. Yani; Türkiye'nin nüfusunu... Nerelerden nereye mi geldim. Sağlıklı bir seçim için sağlıklı nüfus verilerinin ne kadar önemli olduğuna kim itiraz edebilir.. Bakın!.. Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri sığınmacılar. Ve, saray iktidarının bugüne kadar ne kadar sığınmacıya Türk vatandaşlığı verdiği net olarak bilenemiyor. TÜİK'de her sene açıkladığı Türkiye nüfusuna ne kadar yabancı dahil edildiğini açıklamıyor. Topu, Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü'ne atıyor. Onlarda kapalı kutu!.. 2021'de Türkiye'de bulunan yabancılara verilen vatandaşlık sayıları ile ilgili TÜİK'de konuşulanlardan kulağıma kötü iddialar geliyor. Önümüzdeki aylarda TÜİK'in Türkiye'nin 2021 nüfusunu açıklaması bekleniyor. Diyeceğim o ki; baskın seçim kokularının yayıldığı bugünlerde, muhalefet bu konuda çok uyanık olmalı. Türkiye'de kaç milyon yabancıya vatandaşlık hakkı verildiğinin sıkı bir şekilde peşine düşmeli. Bilmem anlatabildim mi!.. "Yarım hekim candan, yarım hoca dinden eder" der büyüklerimiz... Önceki gün akşam saatlerinde emekli ve memura yapılacak maaş zammına pür dikkat kesildik. Ek zam beklerken havayı aldık!.. Kendi payıma düşeni ifade edeyim; enflasyon farkının yansıtılmasıyla emekli maaşım ancak asgari ücreti yakalayacak. Kendisi de emekli olan bir dostumla dün dertleşiyorduk, "Aylık ödediğim faturalara bakıyorum, bu ay daha da katlayacak. Aldığım zam devede kulak bile değil" dedi. Sonra da ekonomi uzmanı olmadığı halde- şu yorumu yaptı: "Dikkat edersen, iktidarın ekonomi politikaları artık yıllık falan hiç değil, aylık da değil. Son bir iki ayda haftalık, son bir iki haftada da günler içinde değişir hatta iflas eder hale geldi. Şunu yapacağız deyip de yapabildikleri bir şey var mı Yok. Çıkan sonuca göre yeni bir hikaye yazıyorlar. Ama hikayeyi anlatamadan yeni hikaye uydurmak zorunda kalıyorlar. Faizi indirip sıfırlayacağız dediler. Sonra düşük faiz dediler. Merkez Bankası politika faizi haricinde inen faiz yok, olmadığı gibi diğer bütün faizler çıkıyor. Ben, ekonomiyi insanların damarlarında dolaşan kan gibi görüyorum. İşte bu kan enfekte olmuş durumda ve bütün vücuda organlara yayılmış durumda. Ve teşhis yanlış olduğu için de enfeksiyon düşmüyor, artıyor. Çoklu organ yetmezliğine gidiyor. Sahte doktorun elinde kaldık. Yoksa bu enfeksiyonu düşürmek mümkün. Türkiye bunu 1970'lerde, 1994'te, 2001'de yaşadı. Ve başardı." Saray iktidarı içindeki kliklerin kapışması giderek şiddetleniyor... MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin dünkü Meclis grup toplantısında yine açtı ağzını yumdu gözünü. İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun görevden alınması isteğini yineledi. Ekrem İmamoğlu'nu vesile ederek, AKP'nin ağır toplarına saydırdı. Kısaca bir hatırlatalım; - Bahçeli, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın, "Bu şekliyle giderse, Ekrem Bey önümüzdeki seçim İstanbul'a belediye başkanı olmak isterse hiçbir şey yapmasına gerek kalmadan, emin olun yüzde 50'nin üstünde gelir" sözlerine , "Özel teşebbüsten dolayı endişeli olduğunu söyleyen, sürecin İmamoğlu'nun adaylığını yükselttiğini söyleyen sulu gözlü siyasetçi sana soruyorum, siyasete devam etmek için CHP'de yer mi yapıyorsun Kaybettiğin itibarını Halk TV'de mi arıyorsun" diye sordu. - Bahçeli, açıklamasında AKP Genel Başkanvekili Numan