TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu (kısaca komisyon), anayasal-siyasal açıdan derinlikli değerlendirme gerektiriyor. Bu yazıyla hem yasallık hem de meşruluk açısından "komisyon"u irdeliyoruz. Kuruluşu TBMM başkanı girişimiyle gerçekleşti, çalışma ilke ve yöntemleri (usul ve esasları) TBMM Başkanlığı'nca belirlendi. Amacı, "PKK'nin silah bırakma süreci sonrası demokratikleşme, toplumsal bütünleşme ve gerekli yasal düzenlemelerin hazırlanması". Bu yönüyle yasama sürecine hazırlık işlevli, "ektopik" ve kamu tüzel kişiliği de yok.
TBMM İçtüzüğünde böylesi bir komisyona ilişkin özel hüküm olmadığından, Meclis başkanının partilerle görüşerek oluşturduğu bu yapı, danışma ve hazırlık komisyonu niteliğinde. Kararları Meclis kararı değil. Yasa teklifi için vekiller zaten yetkili (AY m.87-88). Bu yönüyle yasama sürecine paralel, yersiz bir kurum. Karar alma oranı 3/5, en zayıf nitelikli çoğunluk; 2/3 veya 3/4 olabilirdi. TBMM başkanının doğrudan komisyon kurma yetkisi, anayasa ve TBMM İçtüzüğünde düzenlenmiş değil, yok! TBMM'de Komisyonlar üç yolla kurulur: 1. Sürekli komisyonlar (anayasa, adalet, sağlık vd., 17 tane) İçtüzüğe dayanır. 2. Geçici komisyonlar "TBMM kararıyla" kurulur (örn. araştırma komisyonları, AY m.105-6...). 3. Danışma veya özel süreç komisyonları; Meclis başkanının partilere danışarak oluşturduğu yapılar. Bu Komisyonun kuruluşu TBMM Genel Kurulu'nda onanmamış, resmi karar numarası ve tarihi olan bir TBMM kararı yayımlanmamıştır. Resmi bir "TBMM Genel Kurul kararı" yoktur. Bu nedenle, komisyonun hukuksal konumu sakattır. "Meclis kararıyla" kurulmuş değil, TBMM başkanı girişimiyle oluşturulan, yetkisiz, bir "fuzuli" kuruldur. Halk meclisi ya da Kurucu Meclis benzeri bir kurgu olabilirdi, ille de gereksinim duyuluyorsa. Bir tablo ile iyice netleştirelim:
Özetle bu komisyonun yasa, TBMM İçtüzüğü, TBMM kararı gibi normatif dayanağı yoktur; meşru değildir!
***
Komisyonun meşruluğu, toplumsal ve siyasal aktörlerin katılımı, saydamlık ve kapsayıcılık ile de ölçülür. Bu açıdan, Komisyonun karar alma yöntemleri, toplantı düzeni ve katılımcı yapısı açıklandı. Ancak TBMM Genel Kurulu kararı olmadan kurulması, demokratik meşruluk açısından ciddi sorundur. Meclis Genel Kurul kararıyla geçici bir komisyon oluşturulabilir ya da sürekli komisyonlardan uygun birine görev verilebilirdi. Böylelikle, TBMM çatısı altında oluşum, çalışma, toplanma, karar alma kuralları bir tür başına buyruk kılınmış olmaz; yürürlükteki TBMM İçtüzüğüne bağlı kalırdı. Biçimsel hukuk dayanağı bakımdan bu komisyon, ölü doğmuş durumdadır, vurgulayalım. AYM ne yapar
Bu komisyonun anayasa değişikliği önermeyeceği savlanmış, CHP buna izin vermeyeceğini belirtmiş olsa da silah bıraktığı-bırakacağı söylenen-beklenen yasadışı bölücü taşeron örgüt PKK -ve yurtdışı uzantıları- ile TBMM'deki temsilcisi DEM'in, Cumhur İttifakı ve eklerinin ısrarlı radikal isteklerinin köklü anayasa değişiklikleri olmadan gerçekleştirilemeyeceği açıktır. Şimdilik kamuoyu yumuşatılmakta. Yapılacak yasalar, anayasaya aykırı olmaya mahkûmdur!
***
Sözde "terörsüz Türkiye" yapay gündeminde istemlerin çoğu yasal düzenleme gerektirirken, kimisi siyasal karar niteliğinde. Özellikle Öcalan'ın durumu ve infaz düzenlemesi hem kamuoyunda hem de hukuk çevrelerinde ciddi tartışmalara yol açtı. Bu sürecin meşruluğu salt hukuksal zemine değil, aynı zamanda toplumsal kabul, saydamlık ve kapsayıcılığa dayanmak zorundadır. Aksi takdirde, demokratik sistem içinde kalıcı bir çözüm üretmek olanaklı olmaz. AKP-MHP'nin içi kaynıyor.