Barla'nın hatırlattıkları

Bir zamanlar kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdi, Barla. Ama şimdi kuşlar da uçuyor, kervanlar da geçiyor. Artık kalabilecek veya konaklayabilecek yerler de var.Gerek yurt içinden, gerekse yurt dışından kadın-erkek, genç-ihtiyar, çoluk-çocuk pek çok insanın uğrak yeri oldu, bu şirin beldemiz. Yaşlar ayrı, başlar ayrı. Renkler ayrı, cinsler ayrı. Belki yaşadıkları dünyalar da ayrı. Barla'da insan manzaralarını görünce şu soruları kendinize sormadan geçemezsiniz: Bu insanlar kim Nereden geliyorlar, nereye gidiyorlar Burada ne arıyorlar Bu insanları Barla'ya çeken sır nedir.. Risale-i Nurda geçen şu satırları birlikte okuyalım: "Barla, ehl-i îmanın manevî imdadına gönderilen Risale-i Nur külliyatının telif edilmeye başlandığı ilk merkezdir. Barla, millet-i İslamiyenin, husûsan Anadolu halkının başına gelen dehşetli bir dalalet ve dinsizlik cereyanına karşı, Kur'an'dan gelen bir hidayet nûrunun, bir saadet güneşinin tulû ettiği beldedir. Barla, rahmet-i İlahiyenin ve ihsan-ı Rabbanînin ve lûtf u Yezdanînin bu mübarek Anadolu hakkında, bu kahraman İslam milletinin evlatları ve âlem-i İslam hakkında, hayat ve mematlarının, ebedî saadetlerinin medarı olan eserlerin lemean ettiği bahtiyar yerdir." (Tarihçe-i Hayat, s. 240) Çünkü Barla, ilk medrese-i Nuriye şerefini kazandığından mübarek bir yerdir. Nur risalelerinin önemli bir kısmının yazıldığı yerdir. Mahrumiyetin ve sıkıntıların hat safhada olduğu 1920'li yılların sonunda Sıddık Süleyman abi bir gün "Biz yazıyoruz, biz okuyoruz, Üstad bu kadar zahmeti niye çekiyor" diye içinden geçirir. Ona bunları düşündüren ve sorduran ümitsizlik tufanının o gün azgınlaştırdığı şartlardı. O böyle düşünürken Bediüzzaman birden, "Kardaşım göreceksin, ben bunları bütün dünyaya okutturacağım" diyerek ona ve onun gibi düşünenlere ümit veriyordu. Kendisinden de dinlediğim Merhum Bayram Yüksel abinin buna benzer bir hatırası da şöyledir: "Bir gün bulaşık yıkıyordum, Üstadımız da balkonda (Barla'daki Hacı Enver'in balkonunda) okuyordu. Aramızda on beş metre kadar mesafe vardı. İçimden dedim. Bu Barla çok mahrumiyetli bir yer, mübarek Üstad, geldiği zaman burada duruyor. Hâlbuki Isparta daha