Akşener-Sinan Ateş-AKP-MHP

İşte seçim, dolayısı ile milletin iradesi böyle bir şey. Ülkenin ve siyasetin geleceğini belirler. Nitekim içinde yaşadığımız siyasal tartışmaların ana nedeni, yerel seçimlerde milletin ortaya koyduğu irade ve sonrasında yarattığı toplumsalsiyasal dalgalardır. Bu duruma, milletin (seçmenin) gücü diyoruz.

Seçmen, sahibi olduğu yönetme yetkisini, yerel seçimlerde muhalefete verince, taşlar yerinden oynadı. İktidar gelecek kaygısına düştü. Böylece kimilerinin "normalleşme", kimilerinin de "yumuşama" dediği süreç başladı.

Göle atılan taş büyük olunca, dalgalarının da büyük olacağı gibi, son seçimde sandığın ortaya çıkardığı değişim büyük olduğu için, tartışmaları ve çalkantıları da büyük oluyor.

Bu girişten sonra gelelim sert dalgalara.

AKŞENER

Akşener'in Cumhurbaşkanı'yla görüşmesini diğerlerinden önemli kılan sebep, Erdoğan ile özel tanışıklığı da değil.

Ya nedir

6'lı Masa'nın büyük ortağı olarak, son genel seçimlerde yaptığı siyasal yön değiştirmelerdir. Başka bir ifadeyle yaşadığı ve ortaya koyduğu rol karmaşasıdır. Beklenenle, ortaya konulan (beklenmeyen) davranış birbiriyle çelişince, pek tabidir ki, büyük bir hayal kırıklığı yaşanacaktır. Nitekim öyle oldu.

Her birimiz, sağcıdan sağcı, solcudan solcu davranış (rol) göstermesini bekleriz. Tersi olunca, hem şaşırır ve hem de, eğer, sağlam ve inançlı bir taraftar isek derin üzüntü duyar, hayal kırıklığı yaşarız.

Akşener'in yarattığı siyasal sonuç budur.

İYİ Parti, varlığını devam ettirmek, kalıcı hale gelmek ve siyasal alanda varlık göstermek istiyorsa, önce inandırıcı olmalıdır.

Başka

Tutarlı davranmalı, toplumsal sorunlara duyarlı olmalıdır. Kayıp ettiklerini geri kazanacak esaslı bir strateji izlemelidir.

Çünkü alternatifleri gittikçe çoğalıyor.

Birden fazla milliyetçi parti kuruldu.

Benzerlerinden en önemli farkının ne olmasını istiyorsa onu hemen belirlemeli ve ortaya koymalıdır. Yoksa başkalarının benzeri ve tekrarı olarak tarihte yerini alacaktır.

SİNAN ATEŞ CİNAYETİ

Sıradan bir cinayet ve olay değildir. Çok derin bir kırılma noktasıdır. Öyle ki ülküdaşlığın, bu duygulara dayalı koşulsuz sevgi ve gönül bağının bilerek ve istenerek koparılması, adeta ülkücü hafızanın içine asit dökülmesi gibidir.

Olay, siyasi bir cinayettir; bu tamam, ama bir de bu olayın siyasallaştırılması söz konusudur. Hukukun siyasetten bağımsız, sorun çözmesi gerekirken, hukuk, siyasetten bağımsız çalışamaz hale gelmiş ya da getirilmiştir. Bu durum, beraberinde birçok sorunu getirmiştir.

Devlet-toplum ilişkisi bağlamında ortaya güven ya da güvensizlik sorunu çıkmıştır. Bu sorunun güvensizlik boyutu ağırlık kazanmağa başlamıştır.Devletin adalet dağıtımı yapamayacağı, siyasetin buna engel olacağı algısı artmaktadır.MHP'nin açıklamalarından da anlaşılacağı gibi Cumhur İttifakı ortakları arasında da krize neden olmuştur.