Ahmet Gürsoy

Yeniçağ

MİLLİ KÜLTÜR YIKIMI VE SİYASET

Kurumsal olarak siyasetin varlık nedeni "Sorun çözmek"tir. Sorun yaratmak ve mümkünse toplumu germek, bölmek, kısımlara, taraftarlara ayırdıktan sonra herkesi birbirinden uzaklaştırıp düşmanlaştırmak değildir. Siyasal taraflar ve görüşler elbette olacaktır. Bu kaçınılmaz bir durumdur. Ancak kurumsal olarak siyasetin ödevi, herkesin kendi tarafını ö

ANLAMSIZ ÖĞRENME VE SONUÇLARI

Bakanlık dahil, benim ülkemde insanları çoğu "Eğitim" denilince aklına "Kalkınma"yı getirmiyor. Halbuki modern eğitim tam da bu amaçla kuruldu. İsteyen açıp baksın, Avrupa'da modern eğitim, hangi amaçla nasıl kurulmuş ve kalkınmayla arasında nasıl ilişki var.Sanayi devrimine kadar sadece bizde değil Avrupa'da da bugünkü gibi herkes okula gitmiyordu

Filozoflarını yok edersen

İslam dünyası, "Büyük akılları" yok edince geriye, bağnazlık ve dini söylemlerden ortaya çıkan zihinsel hapishane kaldı. Hapishanenin sahipleri ve gardiyanları, kendi düşünceleri dışındakileri günahkâr ilan ederek, gelişmeyi boğduBağnazlığın ve geriliğin tarihi işte tam buradan başlıyor.Yanlış anlaşılmasın. Benzer durum Batı'da da aynı. Orta çağ ka

TUTUKLU DEMOKRASİ

Türkiye'de "Hak" temel sorunlardan biri haline getirildi. Halbuki "Hak", her bir insan kişisinin varoluşsal değeridir. Buradan hareketle "Hak"lar karşısındaki tutumuna bakarak siyasal yönetimin kalitesini gözlemleyebiliriz.BaşkaDemokrasinin o ülkede geldiği seviyeyi anlayabiliriz.Daha başkaYönetimin adaletli olup olmadığını, insana değer verip verm

PKK'nın silah bırakmasını istemeyenler

Bahçeli öncülüğünde, iktidarın rotasını çizdiği, "Barış süreci" diye adlandırılan gelişmelerde, PKK silah bırakacakmış, ama silah bırakmasını istemeyenler varmış. Bunlar Amerikancıymış, İsrail yanlısıymış.Bunların bir kısmı solcu, bir kısmı da milliyetçiymiş.Neresiymiş bu "bir kısım" dedikleri o insanların kurumsal adresiBelli değil. Kurumsal adlar

Egemenlik milletin olmaktan çıktı

İçinde bulunduğumuz süreçte, egemenlik topyekûn milletin gücünü ifade etmiyor. Üstelik egemenlik, "barış süreci" bağlamında belki de ikiye bölünmek üzere. Bun tam olarak bilmiyoruz. Çünkü yürütülen sürecin niteliğini bilemiyoruz.Herkesi ve hepimizi ilgilendiren ülkenin en temel sorunu, milletin bilgisi dışında ilerliyor. Sonunda bakalım ne çıkacak.

MİLLİ KAYIPLARIMIZ KİMİN UMURUNDA

Gündemin hızına yetişemiyoruz. Temel konular tartışılmadan, halk olup biteni tam öğrenip kavramadan bir başka gündeme geçip savruluyoruz.Halbuki durum vahim.Belirli olanlara kısaca bir göz atalım mıBuyurun.Kıbrıs'ta bir Halil Falyalı kaset olayı ile karşılaştık. Büyük elçi olarak atanan zat, ta İstanbul Belediyesinden bu tarafa "Erdoğan'ın kasası"

Turancılık Kıbrıs'ta bitti mi

Orta Asya Türk Devletleri, Türk milli davalarından biri olan Kuzey Kıbrıs konusunda şaşkınlık yarattı. AB'den aldıkları 21 milyar Avro karşılığında, Türk Devlet Toplulukları ortaklarından biri olan Kuzey Kıbrıs Türk Devleti'ni yok sayarak, gidip Kıbrıs Rum yönetimi'ni tanıdılar. Yetmedi bir de büyük elçilik açtılar. Böylece, soydaşları olan Türkler

Haksızlığın kitabı var mı

Millî Eğitim Bakanlığı, yine tartışılacak uygulamalara imza attı. Nisan ayında politik kaygılarla öğretmenleri "Proje Okullarında" yerinden etti. Hâlbuki böyle olmamalıydı.NiyeÇünkü bazı meslekler, iş ahlakı, tutum ve davranış bakamından özel bir öneme sahiptir. Hukuk adamından beklediğimiz adalet ve hukukun değerler sistemine bağlılıktır. Bunu dav

Yoksulluğun sıradanlaşması

Siyasetin ve ekonominin temel konusu insandır. Siyasal ideolojilerin taraftarlarına telkin ettiği, taraftarlarının da bunu, toplumun diğer kesimlerine anlattığı, propaganda hikayelerin tamamında benzer kavramlar vardır. Refah, gelir adaleti, yaşam kalitesinin artırılması gibi hemen herkesin kabul etmesi beklenen bu kavramlar, siyaset-toplum ilişkis