Spor yapanyapmayan engelli bireylerde İslami hassasiyet!..

Spor yapan özel gereksinimli (engelli) birey sayısı her geçen gün artmaktadır. Hal böyle olunca da, sürecin içesinde yer alan özel gereksinimli (engelli) bireylerin İslami hassasiyet önem taşımakla birlikte, bedeni sağlıklı kalırken, ruhen (manevi açıdan) çöküntüye uğramaması önem taşımaktadır. Gelip geçici olan dünya hayatı için, kalıcı ahiret hayatını 'heba' etmeyi, sanırım kimse istemez! Ne demek istediğimizi geçmiş yıllarda, yine bu satırlara yansıtmıştık. Bugün ise dünden farklı bir şey yapmayıp, konunun ehemmiyetine bağlı kalarak, o günkü düşüncelerimizi tekrarlamak (hatırlatma) gereği duyuyoruz. Bunu yapmaktaki amacımız, toplumun milli ve manevi değerleri üzerinde 'hain' bir o kadar 'sinsi' plan içinde olan anlayışın varlığını sürdürdüğünü kamuoyuna hatırlatmak. Yazdıklarımız da, yazacaklarımız da hayırlara vesile olsun inşallah ENGELLİ SPORCUNUN KIYAFET VE EĞİTMENİNE DİKKAT! Doğuştan veya sonradan bir uzvunu kaybetmiş veya tam olarak kullanamayan bireylerin, hayata uyumu ve kaliteli yaşaması için beden eğitimi ve spor önemli etken. Sağlıklı kalmak ve sosyalleşme adına yapılan sportif faaliyetlerde Müslümanlığımızın gereği, İslam'ın şartlarını yerine getirmek gibi sorumluluk üstlenmemiz gerekiyor. Bu faaliyetlere ayrılan zaman ve giyilen kıyafet gibi ayrıntılarda, inancımızı bize yüklediği sorumlukla hareket etmek gibi bir sorumluluğumuzzorunluluğumuz var. Peygamber Efendimiz 'Üç kişiden; uyanıncaya kadar uyuyandan, ergenlik çağına erinceye kadar çocuktan ve şifa buluncaya kadar zihinsel engelliden, sorumluluk kaldırılmıştır'buyuruyor. Ayet ve hadislerde, kadın veya erkeklerin edep yerlerini örtmeleri, harama bakmamalı, iffet ve namuslarını korumaları, onlara sebep olacak durumlardan uzak durmaları söz konusu Bugün Beden Eğitimi ve Spor ekseninde, ayrıcalıklı (engelli) bireylerin yer aldığını görmekteyiz. Bu sürecin sağlıklı işletilmesi için, yapılan her türlü düşünce, hareket ve uygulamanın Müslümanlığımızın gereği bedeni örtmek, her şeyden önce dini bir hükümlülüktür. Kılık-kıyafet, halkın kültür, gelenek, inanç ve yaşayış biçimi bize önemli bilgiler vermekte. İslam hukukçuları, Kur'an-ı Kerim'de tesettür ile ilgili yer alan setr-i avretin farz olduğu konusunda görüş belirtmişlerdir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyanet İşleri Başkanlığı Din işleri Yüksek Kurulunca düzenlenen 6. Din Şûrası programında yer alan açıklaması dikkatimizi çekiyor. Sayın Erdoğan Şurâda, Asr-ı Saadet'ten bugüne kadar Müslümanlar da şura geleneğini ayakta tuttukları müddetçe başarıdan başarıya koştuklarını