İtalya uçağınız, Hollanda'ya inerse ne yaparsınız

Kişi, kendi tercihi olmayan bir durumla karşılaştığında hayal kırıklığı veya şaşkınlık yaşayabilmektedir. Böyle bir sürecin ilk basamağından başlayarak süreci iyi yönetebilmek önem taşımaktadır. Özel gereksinimli (engelli) bireye sahip aileler kadar toplumun da bilmesi gereken önem hususlar var. Olumsuz gibi gözüken bu durumu nasıl anlaşılır duruma getirilir konusu ise önem taşıyor Anlatılanın daha iyi anlaşılması için yaşanmış, yaşanılabilecek hikâyeler devreye girer. Yaz tatilinizi yapmak için seyahate çıkıyorsunuz. Yolculuk esnasında uçağınız rotasını değiştirerek planladığınız ülkeye değil de, başka bir bölgeye götürüyor sizi! O anda neler hissedersiniz Bu ifadeleri Malatya İnönü Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Ilkım hocamız ile daha önce yaptığımız röportajda değindiği hikâyeden esinlenerek soruyoruz! İşte o ifadeleri daha önce bu satırlarda paylaşmıştık aslında. Engelliliğin ne demek olduğunu, toplumsal mesaj niteliği taşıyan o ifadelerin satır aralarında kaybolmaması ve önemine vurgu yapmak için, bir kez daha paylaşma gereği duyduk; ERKEN YAŞTA KABULENMENİN ÖNEMİ "Engellikle ilgili benimsediğim bir hikâye var, onu da paylaşmak istiyorum.Bir aile düşünün İtalya'ya seyahat planı yapmakta..İtalya'yı bütün güzel taraflarını araştırıp, not alıyor. Şurada kalacağız, şurada yemek yiyeceğiz. İklimi şöyledir ve ona göre kıyafetler alınıyor.Aile ona göre bilet alıyor, sekiz dokuz ay boyunca İtalya'ya gitmenin planlarını yapıyor. Uçağa biniyorlar ve seyahat başlıyor.Pilot inişe geçiyoruz anonsu yapıyor ve uçak piste iniyor. Hostes diyor ki, Hollanda'ya hoş geldiniz.Aile sekiz dokuz ay boyunca İtalya'nın planlarını yapmıştı. Hostes bir anda Hollanda'ya hoş geldiniz deyince, aile bu durumu'Herhalde hostesin dili sürçtü'şeklinde yorumluyor. Aile tüm planları İtalya üzerine yapmışken, hostes'Hollanda'ya hoş geldiniz'de nereden çıktı! Evet, uçak Hollanda'ya iniyor. Burada asıl anlatacağım şeye çok dikkat etmek gerekiyor. Bu ailenin önünde iki yol var.Ya sürekli'Biz İtalya'ya gidecektik'hayıflanacaklar, bu durumun sıkıntısını yaşayacak, ya da erken toparlanıp'Biz İtalya'ya plan yapmıştık ama şu anda Hollanda'ya geldik'deyipsüreci kabullenecek. Hollanda'nın da güzel taraflarını keşfetmek ve kabullenmek gerekiyor. Belki İtalya kadar güzel olmayabilir, belki İtalya kadar araştırmamışlardır.Ama Hollanda'nın iyi taraflarını da keşfedebiliriz deyip, yeni bir arayışa girebilirler.Buradan şunu anlatacağız.Aile dokuz ay boyunca sağlıklı bir çocuğun planlamasını yapıyor. Bebek kıyafetleri alınıyor, benim çocuğum doktor olacak, avukat olacak planlar yapılıyor. Güzel kıyafetler, güzel patikler ve çoraplar alınıyor, odası döşeniyor. Şu tarihlerde yürüyecek, şu tarihlerde konuşacak, hesapları yapılıyor. Tabii çocuk dokuz ay sonra doğuyor, engelli.Aile bunun planlamasını yapmamıştık, sağlıklı bir çocuk bekliyorduk, bu nereden çıktı şimdi!İtalya-Hollanda hikâyesinde gibi, iki yol var. Aile, ya ömür boyu'biz sağlıklı bir çocuk bekliyorduk, engellilik de nereden çıktı'şeklinde kendi kendine kabullenememe durumuna geçecektir, ya da erken toparlanıp,'Engellilik kimsenin tercihi değil.Kimse cinsiyet gibi, göz rengi gibi, siyah beyaz gibi kimsenin tercihi değil. Evet, bizim de böyle bir çocuğumuz var'diyecek.Ve'Biz bu çocukla ne yapabiliriz'diyerek toparlanıp, erken yaşta çocuğun o durumunu kabullenmesiyle birlikte, ailelerin çocuklarına erken yaşta fayda sağlamış olacak.Kabullenmeyi biz ne kadar erken başlarsak, o kadar çocuğun faydasına olacaktır.Ben yüzlerce aileyle tanıştım. Çocuk 17-18 yaşına gelmiş halen kapalı kapılar arkasında çocuklarını saklamaya çalışan, 'Aslında çocuğumun hiçbir şeyi yok ama durgun, çocuğum büyüyünce toparlanacak'deyip, sosyal ortamlara çıkarmayan ailelerimiz var. Bu tabii gün geçtikçe sıkıntı.Sosyalleşemeyen, toplumla iç içe olamayan çocuk aileye sıkıntı oluşturabilir.Bu konuda ailelere tavsiyemiz erken yaşta olayı kabullenmeleri, erken yaşta bu bireylerin eğitimiyle